Dün sabah toplantı öncesinde zarfımı aldığımda içinden çıkan toplantı ajandasında, saat 17:00’de “İspanyol mutfağı sınıfı” yazıyordu. Öncesindeki saatler öylesine doluydu ki, o satır hiç heyecanlandırmadı beni.
Günün ilerlemesi ile gayet haklı olduğumu gördüm. Öğleden sonra saat 15:00 sıralarında workshop sırasında neredeyse yorgunluktan yere yapışacaktım. Allah’tan workshop grubumda çoğunluk erkekti de fazla sorun yaşamadık. Çünkü sadece kızlardan oluşan gruplar vardı, doğaldır ki bir türlü bitiremediler. O gruplardan birinde olsaydım, kesin bileklerimi keserdim.
Sonra bir otobüse doluşup marinaya gittik. Restoranın kapısında iki bayan bize birer önlük ve kep verdi, dört grup halinde masalarda yerimizi aldık. Sangria yapacak ve Paella pişirecektik. Saat 18:00 sıralarıydı. Marinadaydık, marinanın solunda plaj vardı ve insanlar akşam güneşi altında denize giriyorlardı. Tam karşımıza denk gelen yerde bir grup denizin içinde ellerinde bir sürahi Sangria, içiyorlardı.
Önce Sangria yaptık. Gruptakilerden biri, ‘Şarabını çok koyalım, sert olsun, bir şeye benzesin,’ dedi. Hep birlikte onun fikrine katıldık. Birer bardak daha önceden hazırlanmış Sangria’dan içtik. Sangria’yı yaptıktan sonra Paella pişirmeye başladık. Grupta iki kişi öne çıktı. Biri gruptaki tek erkekti, diğeri ise iki erkek çocuğu olan bir bayandı. El birliği ile Paellayı pişirdiler. Biz de arada tuzuna bakmak dışında dört bayan sohbet ettik. Denize girmekten konuştuk. Birinin aklına ‘haşema’ geldi. Bana ‘burkini’ ile arasındaki farkı sordu. Ben de haşemada yüzün açık olduğunu söyledim. Bir başkası haşema giyip giymediğimi sordu ve sonra yine bir kere daha uzayıp giden tipik Türkiye’yi başkalarına anlatma muhabbeti başladı. Aklıma 15 yıl önce İsviçre’nin Davos’a yakın bir dağ kasabasında bir banka müdürü ile yaptığım konuşma geldi. Refahyol o zaman yeni hükümeti kurmuştu. Yine endişeliydik. Bu kadar değil ama. Banka müdürü bana, ‘Yüzde doksan dokuzun Müslüman olduğu bir ülkede kendiniz için en doğru olan seçimi yaptınız, diğerleri, yani merkez sol sizin için sadece fantezi olabilir,’ demişti de içimi karalar bağlamıştı.
Paella yapımını en son bizim grup bitirdi. Pişerken güzel kokuyordu ama tadı kokusuna benzemiyordu. Tarifleri aldım. Sanırım ikisini de evde pek denemeyeceğim. Sonunda iki jüri üyesi yapılanları değerlendirdi. Biz birinci olamadık. Birinci olan gruba ödül olarak besin zehirlenmesine karşı ilaç hediye edildi.
Meraklıları için Sangria tarifi metninin tam çevirisi:
Sangria, yüzyıllardır tüm İspanya’da popüler olan, geleneksel kırmızı şarapla yapılan bir puch’dır. Ferahlatıcı, meyveli ve lezzetlidir. Çok farklı tarzlarda, farklı şaraplarla yapılabilir.
Malzemeler:
– 3 1/+ bardak sek kırmızı şarap
– 1 çorba kaşığı şeker
– 1 büyük portakalın suyu
– 1 büyük limonun suyu
– Dilimlenmiş 1 portakal
– Dilimlenmiş 1 limon
– Brendi
– Cin
– Portakal likörü
– 1 bardak limon sodası
Yapılışı: Yukarıdaki malzemeleri aynı sıra ile bir sürahiye koyup iyice karıştırın. Sürahide kalan boşluğu bol buzla tamamlayın. Sodayı servisten hemen önce ilave edin.
Bugünün ajandası en az dününkü kadar dolu. Vaktinde bitecek olursa, yakınlarda Zara var, gidip alış-veriş yapacağım. Akşama da Tapas için iyi bir yer öğrendim. Artık kısmetse bu akşam da geçecek ve yarın eve döneceğim.