Etiketler
Yazmadım yazmadım, bir günde peşpeşe iki yazı yazdım. Birinci neyse de ikicisini yazmassam içimde kalacaktı.
e-Ekmek Atölyesi projem hiç talep görmedi . Sadece dört kişi kayıt yaptırdı, daha doğrusu takip edeceğini taahhüt etti. O dört kişinin de takip edeceği garanti değil. Biri abim, biri ofisteki oda arkadaşım, biri Twitter’dan bir takipçim, diğeri de alt kat ofisten silah zoruyla kaydettirdiğim bir arkadaşım. O arkadaşıma hala neden kaydolmadığını sorduğumda cevabının “Evde İnternet yok,” olduğunu söylersem durumun ne olduğu konusunda fikir edinebilirsiniz.
Neden kimse bu projemle ilgilenmedi anlayamadım. Öyle çok çılgın bir proje de değildi halbuki. Eminim bir sürü kişinin evinde bir heves alınmış ama öyle duran ekmek makineleri vardır. Onları canlandıracaktık elbirliğiyle. Ekmek makinesi olmayanlarda kendi elleriyle hamur yoğurmanın zevkine varacaklardı. Belki de yurdumda herkes ultra usta ekemk yapıyor, ben farkında değilim, kendi kendime bir şeyler yapıyorum zannediyorum. Olabilir. Bir ihtimal de bloga koyduğum ekmek fotoğraflarından tırsmış olabilirler. Bunun da iki sebebi olabilir. Birincisi “Ya benim yapacağım ekmekler böyle güzel olmazsa korkusu,” ikincisi de “Ya benim yapacağım ekmekler de böyle güzel olursa ve ben bunları yiyip yiyip kilo alırsam korkusu.” Malum millet olarak tereddütler içinde debelenip duruyoruz. Yahu altı üsütü ekmek yapacağız. Bunda düşünecek ne var. Bakkaldan marketten alırken ya da kapıya roba asarken bu kadar düşünüyor musunuz?
Galiba en iyisi yine yazmak. İsteyen okur, anlar ve yapar bu kadar basit. Çılgın projelere gerek yok sonuçta.
Projenin Kune tarafından neden rağbet görmediğine bir cevap olabilirse eğer;
http://qunegond.wordpress.com/2009/05/09/kehanetlerin-en-guzeli/
İlk seferinde olmadı diye proje üretmekten vazgeçmemek lazım. Devam…
Hımm… anladım. Yapma be Qune…Yemek pişirmek bana terapi gibi geliyor.
Bir zamanlar günde iki saat ekstra çalışmam karşılığında ayda 3500 TL teklif edilmişti, ben akşam eve erken gidip önce marketten alış-veriş yapıp, sonra soğan doğramanın keyfine değişilmez diye reddetmiştim. Hayata hangi pencereden baktığımıza göre farklılaşmıyor muyuz zaten?
Selgin hanım ,belki biliyorsunuz ben bilgisayar bölümü öğrencisiyim.lisede yazılım,programcılık dersleri gördüm.Benim bir projem var özellikle zamanı olmayan insanlar için ya da bir hocayıçok methetmişlerdir uzaktadır ulaşamayanlar için .projem e-kurs …
Her kurs için sınıf oluşturulcak .kursiyer ve kurs hocaları belirlenecek.belirlenen saatte herkes online olarak bağlanıcak , en önemli yanı anlaşılmayan sorulmak istenen anında sorulabilcek…kurslar her türlü kültürel alanda olabilir. yemek gitar dil kursları öğrencilere ders de olabilir diye düşünüyorum…
Ancak henüz planlama aşamasında yeterli alt yapıya sahip değilim ..yakında başlamayı düşünüyorum ama ne kadar sürer bilmiyorum…
Özellikle sınav döneminde internetten ders dinlediğimde anlamadığımı soramam sıkıntı yaratmıştı aklımda böyle bişey vardı ama sizin yazınızı okuduktan sonra kafamda bişeyler daha da netleşti…
Proje aşamasında fikirlerinizi almam gerek ,ihtiyaçlara yönelik olarak oluşturmalıyım projeyi…
Olur, bende fikir de proje de bol nasıl olsa. Ben bir gün bu ekmek tv yi de muhakkak gerçekleştireceğim ama ne zaman ve nasıl olur, bilemem.
bende bu projeyi gerçekleştirirsem inşallah ilk sizin sınıfı açarız :):)