Etiketler
benjamin parzybok, Elisabeth Dunkel, her kadın bir rus şaire aşık olur, kitap yorumu, koltuk, okur notu, sabitfikir
Kısa, oldukça kısa bir yazı olacak bu. Vaktim yok, tatil dönüşü üç gün süren korkunç toplantılara gark olmuş durumdayım. Sonra…sonrası önümüzdeki hafta beş gün toplantı. Bu yazıyı da toplantı arası ihtiyaç molasında insanlar sigara içerken yazıyorum.
Peki bu yazıya sebep? Son yazı “Mantarlı Patates Kavurma”yı aşağıya itelemek. Dün gece yatılı yemekli misafir vardı, yoksa bugüne Shylock Operasyonu’nu yazacaktım olmadı. Madem yazamadım, bu arada sabitfikir’den alıntıladıkları yazı yüzünden entelektüel seviyesi yüksek (!) okuyucular bloga gelirken imajımı düzelteyim, son yazıdaki ultra ev hanımı halimden kurtulayım dedim. Budur yani.
Geçen hafta sabitfikir KOLTUK /Benjamin PARZYBOK kitap yorumumu alıp, ‘Okur Notu’ olarak koymuş, sağolsun onurlandırmıştı. Evvelki gün de HER KADIN BİR RUS ŞAİRE AŞIK OLUR / Elisabeth DUNKEL kitap yorumumu almışlar ( http://www.sabitfikir.com/elestiri/her-kadin-bir-rus-saire-asik-olur). Dün bir daha okudum ve gördüm ki sabitfikir galiba en lakayt, en rahat yazdığım yazıları seçiyor.
Öyle ya da böyle, bir şekilde blog yayılıyor, amacına ulaşıyor ve ben mutlu oluyorum. Sonuç olarak iş hayatım devam ediyor, anneyim, eşim, okuyorum ve yazıyorum. Daha ne olsun? İmaj biraz dağınık ama bana fena gelmiyor. O zaman bırakayım dağınık kalsın!
Valla imaj dağınık falan değil mükemmel bence. Yıllarca doktorluk gibi çok zor bir mesleği yapmak, çok yoğun çalışmak, buna rağmen sürekli okuyup yazmak, kitaba, yemeğe ciddi meraklı olmak.
Etrafta çok yok maalesef sizin gibiler. Blog araclığıyla da olsa sizinle tanışmak çok güzel. Mantarlı patates kavurma da nefisti bence. Hiç de çelişmiyor entellektüel imajınızla.
Kitabınıza bakındım dün. Sanırım internetten almam gerekecek. Ama mutlaka okuyacağım.
Sevgilerimle,
Tevazuyu bir kenara bırakırsam, aramızda kalsın, halimden ve imajımdan gayet memnun olduğumu söylemem gerek. Misal, öğlen iş yemeğindeydim, geldim bloga yapılan yorumları cevaplıyorum (ki 10 dk.da bitirmeliyim) sonrasında önümüzdeki haftanın toplantı slaytlarını bitireceğim ve ekip olarak son kez küçük bir toplantı ile toparlayacağız. Akşam bir iş yemeği daha olmasa planım eve gidip biber dolması yapmaktı, olsun annem çocuklara patlıcan musakka yapacak.
Kitaba gelince, sanırım siz o zamanlar blogda yoktunuz, öyle D&R veya Remzi gibi kitap-marketlerde sormakla bulunabilecek bir kitap yazmadım. Söz konusu kitabevleri benim kitabımı satış potansiyeli olmadığı için raflarına layık görmediler. İnternetten kolaylıkla satın alabilrsiniz ya da kargo adresi verirseniz ben size alıcı ödemeli olarak imzalayıp gönderebilirim .
Sevgiler
eski bir şarkı vardır hani.. ” her halinle her şeyinle güzelsin ” diye..
ben de her türde yazıdan pek keyif almaktayım.. dağınıklık buysa eh bırak kalsın o zaman..
=)
atalet
Ah sevgili Atalet,
Dağınıklık hiçbir zaman düzelmedi, düzelmeyecek. Benimkisi sadece hep varolagelmiş iyi niyetli bir dilek. Erişkin yaşa gelmiş kronik bir Dİkkat Eksikliği vak’asıyım ben. Biliyorum ki ne kadar istersem isteyeyim hiç toparlanmayacağımı, hep dağınık kalacağımı biliyorum. Maymun iştahlılığım, her telden çalmaya çalışıp ansızın sıkılıp bırakmalarım hep bu sebepten. Şimdi her ne kadar buraya, bloga, sıkı sardırmış görünsem de bir bakmışsın aklıma esmiş, ortalardan yok oluvermişim. Hele ki monotonluğa girdiğimi hissedersem o dakka durmam, öyle yani. Konular ilgili ilgisiz geliyor ya blogda, ben de pek bilmiyorum hangi gün ne yazacağımı, işte sırf monotonlaşmamak için. Doktorluğu da sırf bu yüzden bıraktım. Şöyle bir dışardan baktığmda her gün poliklinik yapan, görünüşte fenotipik olarak değişse de içerik olarak pek de değişmeyen hastalarla neredeyse her gün yılmadan aynı cümlelerle konuşmaya, iletişim kurmaya çalışan halimi 20 yıl sürekli, hep aynı döngü içinde hayal etmeyi içim kaldırmadı. Bir de 2032 gibi bir uzay yılında emekli olacağımı düşününce….karar verdim bırakmaya. Bu işimde ne kadar kalırım bilemiyorum, beni yakından tanıyan herkes için de ciddi bir merak konusu.
Sevgiler.