Etiketler

, , ,


Böyle kare kurabiye yapmak maharet ister. Aslını ifade etmek gerekirse maharetsiz ellerden çıkan kurabiyeler böyle olur.

Bugün elimin ayarı kaçmıştı. Belki de buna kurabiye yapmaya kalkıştığımda tereyağının az olması sebep oldu. Tarttım, 73 gr geldi. Eksikti. Zeytinyağı ile tamamlamaya karar verdim. Ne kadar koymam gerektiğine karar vermek için önce elimdeki tereyağını eritip bir daha tarttım, 70 gr geldi. Zeytinyağı ile 30 gr ilave etmem gerekiyordu. Yağ bir anda 50 gr boşaldı. Eh, artık yapacak bir şey yoktu, şekeri 100 gr yerine 120 gr koyar telafi ederdim. Şeker de 160 gr boşaldı. Yağa bulaşmayan kısmından kaşıkla biraz biraz aldım, 130 gr kabın içinde kaldı. Unu normalde 175 gr koymam gerekiyordu, o da nasıl oldu bilmiyorum 250 gr olarak karıştırma kabının içinde yerini alıverdi. Bir tek ceviz içini planladığım kadarıyla koymayı başardım. Yetmiş beş gram. Bir paket vanilya ve bir paket kabartma tozunu ekleyip bir yumurtayı da kırdıktan sonra yoğurmaya başladım.

Tüm malzemeleri birbirine karıştırdım, iyice yoğurdum ancak bir hamur kütlesi elde edemedim. Böyle pürtük pürtük, parça parça bir şey oldu. O anda aslında bir paket değil de bir çay kaşığı kabartma tozu katmış olmam gerektiğini hatırladım. Elbette bunun güzel, pürüzsüz bir kurabiye hamuru elde edememiş olmamla bir alakası yoktu. Süt eklemek belki durumu toparlardı ama ellerim öyle vıcık vıcık, yağlı bir hamura belenmişti ki bu o an pek mümkün görünmedi. Defi yardımıma yetişti. Buzdolabını açtı, süt kutusunu çıkarıp verdi.

Yanılmamıştım. Sütü yedirdikçe hamur kendine geldi. Elbette göz kararı boşalttım sütü. O saatten sonra tek amacım kabın içindeki malzemeleri kurtarmaktı.

Alışkın olduğuma benzer bir hamur elde ettikten sonra bildik ceviz büyüklüğünde parçaları avucumun içinde yuvarlayıp üstüne hafif bastırarak tepsiyi kapladığım pişirme kağıdının  üstüne dizdim.

Kurabiyeleri 1800 ye ısıttığım fırında 20 dakika pişirdim.

Sonuç olarak fırının sıcaklığıyla yayıldıkça yayılan, birbirleriyle sınırlarını kaybedip bir bütün olmak yolunda ihtirasla birleşen kurabiyeler elde ettim.

Aslında bu kurabiyeler görünüşün hiçbir şey, içeriğin her şey olduğunun ispatı gibi bir şeydiler. Kaç yıldır kurabiye pişiririm, böyle güzel ağızda dağılan lezzetli kurabiyeler fırından çıkarmamıştım.

Siz  bu tariften bir şey anladınız mı, ben bir daha bu kurabiyeleri pişirebilir miyim?….Bilemiyorum.

Eh, insan her zaman mükemmel olamıyor…