Etiketler
üniversite yılları, Cerrahpaşa, Ekim, kantin, king, yemekhane, İstanbul
Bu sabah karar verdim, İstanbul’un Ekim ayını seviyorum. Hele böyle kapalı ve yağmurlu oldu mu hava çok severim.
Aklıma üniversite yıllarım geliyor.
Gözümün önünde Cerrahpaşa’da yemekhanenin üstündeki kapalı kantininin görüntüsü var.
Ders vakti ama kantin dolu.
İçeride de hava dışarıdaki gibi puslu.
Sigara dumanı King masalarının etrafında yoğunlaşmış.
Ayaküstü bir iki masaya takılıp çay almak üzere büfeye gidiyorum.
Plastik bardağa konulan beklemiş, tadı yüzde yüz midemi bulandıracak çayımı alıp cam kenarına doğru ilerliyorum.
Bardağımı yekpare cam, pencere pervazına koyup iki sandalye çekiyorum.
Birine çantamı, montumu koyuyorum.
Çantamdan kitabımı çıkarıp ayaklarımı pervaza dayarken çaylımı elime alıp, ilk yudumu içiyorum.
Yanılmamışım, tadı berbat.
Karşımda Samatya sahilinden ileri ufka uzanan Marmara Denizi üzerinde seyreden, demir atmış irili ufaklı gemiler var.
Arada yağmur hızlanıp, camı dövüyor.
Kantinin gürültüsü artık çok geride kalmış.
Kitabımın sayfalarına gömülüp gidiyorum…ta ki, dersler bitip eve dönme zamanı geldiğinde King’cilerin masalardan kalkmasına kadar.
Sonrasında Eminönü’nden Kadıköy’e yağmurla yıkanan boğazdan vapurla geçerken kitabımı okumaya devam ediyorum.
Böyle böyle geçip gidiyor Ekim ayı…
evet,İstanbul’un ekim ayı! Bingo! katılıyorum.
Benim anılarımda ise bol güneşli gibi görünen “sonbahar öğleden sonraları” vardır ya hani; başka bir renk olur güneş, rüzgar vardır, üşütür ama illa ki dışarda oturmak istersin… öyle zamanlar. Yıldız Tekniğin orta kantini(havuzlu olan) yada bizim fakültenin (mimarlık) avlusundaki banklara yayılırsın elinde kitap, çıkışta Taksim planları vs vs…
Doğru, öyle günler de güzeldir. Özellikle dışarıda olmak için idealdir. Kendine “bu güneş uzun zaman kendini bir daha göstermeyebilir, bugün tadını çıkarmalıyım,” dersin.
herkes mi kitap okuyordu yahu okulda, kantinde, bahçede banklarda? Ekim’i hep kitap elde tasvir etmişsiniz? Laga luga yapan bir ben mi vardım? Hatta ben king oynamayı bile Ekim ayında kantinde öğrendim:)
Bu arada tam tahmin ettiğimiz gibi cheese cake donunca forma girdi. Güzel oldu. Sesil’in tarifine sağlık…
Burası entelektüel seviyesi yüksek bir blog. O kadar olsun, değil mi? Üniversitede bir KING oynamayı bir de sigara içmeyi öğrenemedim.