Etiketler
Kaç gündür niyetindeydim, aslında bir haftadır. Kendim yemem ama yiyenin keyfini severim. Ben yemem, çünkü ben bir zamandır tatlıları pek sevmem. Eskiden olsa…acımaz yarısını bir oturuşta götürürdüm…gençken.
Neyse ne…Güzeldir havuçlu kek. Bir kere çocuklar için iyidir. Farz misal etkisi daha yaparken bile görülebilir. Bizim Kem’le Defi ben malzemeleri hazırlarken dibimde bittiler ve rendelemek üzere hazırladığım iki havucu aldılar, Kem derslerinin başına giderken Defi de bir taraftan havucunu kemirip bir taraftan da resim yapmaya koyuldu.
Havuçlu Kek’in de aslında diğer keklerden çok farkı yok. Benim kek yaparken temel malzemelerim ve yönergem aynı. Yıllar önce, evlendikten sonra ilk zamanlarda bir yemek kitabından aldığım tarifin kim bilir kaç kere tarafımdan modifiye edilmiş hali. Temelde malzeme olarak 2 yumurta, yarım bardak süt, yarım bardak sıvı yağ, bir bardak toz şeker var. Hadi en iyisi ben malzemeleri ve yapılışı doğru dürüst vereyim.
Malzemeler:
– 2 yumurta
– ½ bardak süt
– ½ bardak sıvı yağ
– 1 bardak toz şeker
– 1 paket şekerli vanilya
– 1 paket kabartma tozu
– 2 bardak kepekli un
– 2 orta boy havuç rendesi
– 1 bardak çekilmiş ceviz içi
– 1 çorba kaşığı toz tarçın
– ½ bardak kuru üzüm (ben seviyorum ama çocuklar sevmiyor diye koyamıyorum)
Ben bu malzemeleri daha önce de yazdığım gibi bir kaba koyup hepsini birden güzelce 5 dakika kadar mikserle çırpıyorum. Bu malzeme ile yapılan kek hamuru kare borcam, 20-25 cm çapında tepsi, standart dikdörtgen kek kalıbı için yeterli oluyor. Benim bir teflon yuvarlak tepsim var, tedbiren içini az sıvıyağla yağlayıp onunla 180dereceye önceden ısıtılmış fırında 40 dakika kadar pişiriyorum. Pişerken üstü kabuklanmaya başlayınca özellikle baton, dikdörtgen kalıpta pişiriyorsam rahat kabarsın diye üstünü bıçağın ucuyla hafifçe çiziyorum. Hem güzel kabarıyor, hem de güzel pişiyor. (Kepekli un değil de beyaz un olsa daha çok kabarırdı)
Kekin kalıptan ya da tepsiden kolay çıkması için de tüyo vereyim. Benim zamanında olmuştur, kekin yarısının kalıpta yarısının elimde kaldığı da ondan söylüyorum. Fırından çıkardığınız tepsiyi tezgahın üstünde ıslak ama bayağı sulu bir bezin üzerine koyuyorsunuz. On dakika sonra tepsiyi ters çevirdiğinizde kekiniz tüm güzelliğiyle, bir bütün olarak, pıt diye çıkıveriyor.
Mis gibi tarçın kokulu, havuçlu, kepekli kekinizin yanında şöyle koyusundan bir fincan (büyücek olsun) filtre kahve iyi gider. Belki bugün yapar, yağmur yağarken cam kenarında otururken yersiniz. Eh, tabi beni hatırlayacaksınız o zaman.
Afiyet olsun.
Güzel, temel bir tarife benziyor. Ama her zamanki gibi benim elimde mahvolabilir, nedense keklerim hiç kabarmıyor. Hele şu üstünü çizme işine hiç cesaret edemem sanırım, ya çökerse ?
Sevgili Işın,
kesin bir yerde ufak bir ayrıntıyı kaçırıyorsundur.
Senin gibiler beni video koymaya kışkırtıyor. Belki böylelikle kendindeki eksiği daha rahat görebilirsin. Bunun için bir zaman önce e-ekmek atölyesi diye bir proje atmıştım ortaya ama pek alıcısı çıkmadı. Hani ben keki adım adım yapsam, senin gibileri cesaretlendirir. Bir de evde, bizim mutfakta doğal ortamda olursa daha yakın gelebilir sizlere.
Aslında ben çok güzel yemek yaparım. Hatta ekmek ve yoğurdu da çoğu zaman kendim yaparım. Makinesiz yapmama rağmen hiç çöken, bozulan ekmeğim olmamıştır.
Uğursuzluk bir kekte…Lanet gibi bir şey. Video olayı hiç fena fikir değil aslında, neden olmasın ?
Çok bedbahtım. Tarifi aynen uyguladım, bana mısın demedi! Benim keklerim kabarır, kocaman olurdu, ilk defa bu kadar yapışık bir kekim oldu. Niye böyle oldu? Orijinal tarifime döneyim ben. Çok bedbahtım, çok.
Yaaa…çok üzüldüm. Niye ki, acaba? Kepekli undan olduğu için olabilir.
Kendimi sorumlu hissettim şimdi.
Olmadıysa siz eski tarifinize dönün.
Ben de nasıl olduğunu göstermek için başka bir çare düşüneyim.
Sevgiler…