Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Daily Archives: 28 Ekim 2011

BİR KÖY DOKTORUNDAN ÖYKÜLER / Mihail BULGAKOV

28 Cuma Eki 2011

Posted by Selgin BİBER in Bir Kitap Hakkında

≈ 2 Yorum

Etiketler

Mihail Bulgakov, Notos Kitap, Stalin, Usta ile Margarita

Küçük bir kitap bu. Hepsi hepsi 79 sayfa. Cildiyle, kapağıyla, baskısıyla içeriğine yaraşır bir kitap olması nedeniyle öncelikle Notos Kitap’a teşekkür etmeliyim. Bana çocukluk ve ilk gençliğimde okuduğum diğer bez ciltli kitapları ve onlar hırpalanıp cildi ayrıldığında götürüp tamir ettirdiğimiz ya da yeniden ciltlettirdiğimiz, sokak arasında küçük bir dükkanda çalışan gözlüğü burnun ucunda ciltciyi hatırlattı.

Buradaki öyküler aslında Bulgakov’un kendi anıları. Özellikle hekimlerin  kendilerinden çok fazla şeyi bu öykülerde bulacaklarını düşünüyorum.

İlk öyküde Bulgakov, Moskova’dan uzak bir yerleşim yerinin 40-50 yataklı hastanesine tek doktor olarak atanmış, tıp fakültesinden yeni mezun bir doktorun ilk hastasıyla karşılaşmasını anlatıyor. Bu durum bana ilk hastamı hatırlattı. Bir doktorun yanında kimse olmadan ilk hastayla karşılaşma öncesi duygu ve düşüncelerini birebir anlatmış Bulgakov. Bir hekim ilk hastasının kendisini en zayıf hissettiği alanla ilgili bir derdi olacağını düşünür. Genelde de hayal edilen hep üstesinden gelinmesi imkansız bir vakadır ve her zaman bambaşka bir vaka çıkar hekimin karşısına. Hekim sadece bir konuda yanılmaz. Gerçekten de baş edilmesi güç bir hastadır karşındaki.

İkinci öyküde hekim ilk başlardaki acemiliğini ve tedirginliğini nispeten atmış, birlikte çalıştığı personele kendini kısmen ispatlamıştır. Bu öyküde Bulgakov’un tarif ettiği gibi ücra bir yerde günün hangi saatinde nasıl bir hastanın çıkıp geleceğinin bilinmeyeceği anlatılmaktadır. Hekimin aklıyla ağzından çıkan kelimelerin nasıl bambaşka şeyler söylediğini, hastanın hekimi rezil de vezir de ettiğini okuruz.

Üçüncü öykü ise bir hekimin can verdiği kadar can alabildiğinin de öyküsüdür.

Bu kitaptaki üç öykü bana hekim ve hastanın zaman ve mekan fark etmeksizin hep aynı olduğunu gösterdi. Hasta minnettar olabildiği kadar nankör, hekim merhametli ve alçakgönüllü olduğu kadar zalim ve megaloman. Bu denge sanırım hiç bozulmayacak.

Bu öyküleri okurken bir hekimin aklından geçenleri ve duyguları ancak bir başka hekimin böyle yalın bir gerçeklikle aktarabileceğini, başka kimsenin bunu yapamayacağını düşündüm. Belki bu durum başka meslek grupları için de geçerli olabilir ama insan bir kere doktor olduktan sonra yaşamın devamına ve insana bakışının nasıl farklılaştığı bu kitaptaki öykülerde çok keskin bir şekilde anlatılıyor.

Bulgakov, çok büyük bir yazar. Yirmi dokuz yaşındayken doktorluğu tamamen bırakmış ve yazarlığı seçmiş. Yaşadığı ve yazdığı süre boyunca Stalin döneminin sansüründen çok çekmiş. Sansür korkusu yüzünden eserlerinde fantastik ve gerçeküstücü bir anlatımı tercih etmiş. Usta ve Margarita yazarın ölümünden sonra yayınlanan, fantastik edebiyatın başlıca örneklerinden biri ve Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap listesinde yer alıyor.

Çehov, Somerset Maugham, Cronin gibi doktorluğu bırakıp sadece yazan Bulgakov’u  bilenlerin bilmeyenlere anlatması, okuyanların okumayanlara okutması gerek.

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 682 aboneye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Ekim 2011
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  
« Eyl   Kas »

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 836.284 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • KIZARTMADAN, AZ YAĞLI KADINBUDU KÖFTE
  • INCENDIES
  • ETLİ EKMEK
  • KARA TAVUK
  • İNTİHAR DÜKKÂNI / Jean Teulé
  • SOMON TAVA
  • VEDAT MİLOR, ÇİBÖREK ve SONRASI
  • DOMATESLİ ve SOĞANLI EKMEK
  • SIRÇA FANUS / Sylvia PLATH

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 618 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...