Etiketler
Yönetmen | Lone Scherfig |
Yapımcı | Nina Jacobson |
Yazan | David Nicholls |
Oyuncular | Anne Hathaway Jim Sturgess |
İtiraf etmeliyim, son zamanlarda değil, 2009’dan beri (ki bu Defi’nin 1 yaşına gelip ayaklanmasına tekabül ediyor) vizyondaki filmleri pek seyredemiyorum. Bu sebepten, bahsedeceğim film vizyondan geçip gittiyse beniz mazur görün, lakin Amerika’daki perdeye çıkış tarihi Ağustos 2011 olduğuna göre seyretmiş olmayabilirsiniz. Ben böyle diyorum ama afişi bana pek bir tanıdık geldi. Bir alışveriş merkezinde, sinema salonu olan bölüme gitmesem de afişlerini görmüş olabilirim. Herneyse…Artık filme gelmeliyim.
Acaba hiç farkında mıyız, 365 gün içinde bizim için en önemli olan bir gün var mı? Takvimde bir gün, ay dönüp dolaşıp aslında ben burdayım diyor ve biz fark etmiyor olabilir miyiz?
Emma ve Dexter için 15 Temmuz öyle bir gündür. On beş Temmuz 1988’de üniversiteden mezun olurlar ve o gece gerçek anlamda tanışırlar. Dexter sarhoştur, aralarında bir şeyler olur ama ertesi sabah arkadaş kalmaya karar vererek ayrılırlar. Bundan sonra olaylar yirmi üç yıl boyunca hemen her yıl 15 Temmuz’da ikisini bir araya getirecek ya da uzaklaştıracak şekilde gelişir. Geçen yılla içinde Emma ve Dexter farklı yaşamlar sürerler. Emma bir taraftan bir Meksika restoranında garsonluk yaparken diğer taraftan da yazar olma hayalleri kurmakta ama ilerleyememektedir. Dexter ise telvizyonda çok ünlü bir şov programı sunucusu olur. Ünlü olmanın getirdiklerini kaldıramaz alkol ve uyuşturucuya bağlanır. Dexter’ın ailesi ile arası bozulur, bir 15 Temmuz’da Emma ile bir restoranda buluştuğunda hal ve tavırlarından Emma rahatsız olur ve yıllardır uzaktan uzağa sevdiği adam onu hayal kırıklığına uğratır. Emma, Dexter’ı terk eder. Buraya olan kısımda Emma ve Dexter, birbirinin bu dünyadaki en iyi arkadaşlarıdır. Kimin biriyle konuşmaya ihtiyacı olursa diğerini arar.
Bir süre ikisi görüşmezler. Bu süre içinde Dexter televizyon dünyasından ayrılır ve ortalama bir kızla düzgün bir ilişki kurmayı başarır. Emma ve Dexter yine bir 15 Temmuz günü üniversiteden bir arkadaşlarının düğününde karşılaşırlar. Dexter, Emma’ya düğün davetiyesini verir. Kız arkadaşı hamile olduğu için evleneceklerdir.
Daha devamını anlatmayayım. Çünkü filmin güzel yerlerine gelmeye başladım. Romantik bir film beni ağlattıysa güzeldir.
IMDB 6.4 vermiş, eh ben de en fazla 7.0 verirdim ama güzel bir filmdi. Anne Hathaway’i biliyordum, bir de Jim Sturgess adlı aktör tanımış oldum.
Bu film bir edebiyat uyarlaması aslında. David Nicholls’un “One Day” adlı romanından uyarlanmış. Romanın kendisi de bir best seller.
Haftasonu geldi. Pazar gününe iyi gidebilecek bir film.
Evet, yanılmamışım afişi daha önce görmüşüm. Bugün D&R a girince kitabı gördüm. Adı “Bir Gün”dü, kapak afişle aynıydı. Şükür, kitap isimlerini çevirirsen filmlerde olduğu gibi fazla yaratıcı davranmıyorlar. Kitabı atlamışlığımın tek sebebi çok satanlar raflarında olması.
Ben de kitabı okumadım ama filmi çok sevdim. Kitabı okuyanlar filmin güzel olduğunu ama kitabın daha da güzel olduğunu söylediler. Sanırım film benim için yeterli oldu…
Ben de aynı şeyi düşündüm. Film bu kadar iyiyse kitap muhakkak daha iyidir.
Bazı filmlerde bazı sahnelerin sonunu tahmin edilebilir olması filmin notunu biraz düşünüyor. Melekler şehri filminde asıl kıza tır çarpacağını tahmin etmek çok zor değildi. Bu filmde de kzı bisikletle gördüğüm anda tamam dedim yine kaza olacak. Ama kız ara sokağa girince oh dedim içimdem, senaristten kurtulmuş diye düşündüm. Ama nereden bileyim orada bir ara sokak olduğunu. bu sahne yine klasik sonla bitti. Bu arada filmi anlatıyorum galiba.
Beni en çok etkileyen; benim de bir kızımın olması sanırım. Arabada kızın, babasının elini üzerinden itmesi çok etkileyici bir sahneydi. Umarım kimse kızıyla böyle sahneler yaşamaz.. Güzel Film..