Etiketler
Yaklaşık bir yıldır blogumda çeşitli konularda yazılar yazıyorum. Okuduğum kitapları, gördüğüm yerleri, yaşadığım bazı olayları, kabullenemediklerimi, beni kızdıran şeyleri ve beni çok mutlu eden yemekleri…Zaman zaman yemek tariflerine fazla odaklanıyor olmamamın sebebi yemek yazısı yazmanın kolay olması ve benim de ciddi zaman sorunu yaşıyor olmam.
Bir de yazmadıklarım var. Belki de asıl yazmam gerekenleri yazmıyorum. Mesela çocuklarımdan olabildiğince az bahsediyorum. Bir sebebi aile geleneği olarak çocukları anlatmayı ciddi ayıp olarak görmenin kalıntılarını benim de taşıyor olmam. İkincisi sürekli çocuklarından ve de kocasından bahseden kadınları sevmemem. Bu konuyla bağlantılı olarak annelik, çocuk yetiştirme üzerine de hemen hiç yazmıyorum. Hele annelik konusunda ahkam kesmenin kimsenin haddine olmadığını düşünüyorum. Elbet fikir alış verişi önemli ama abartmamak lazım. Bir de annelik olgusunu çok olağanüstü ir şey olarak değerlendirmemek lazım. İnsanoğlu Havva’dan varolalıberi annelik de var, yeni oluşmadı. Lakin, yıllarca hayatında iş dışında başka bir şey olmayıp sınır yaşta anne olan kadınların olağanüstü bir şeyler yaptıklarını zannetmeleri gerçekten bana tuhaf geliyor.
Yazmadığım ikinci bir konu da doktor olmama karşın sağlıkla ilgili herhangibir şey. Cidden kaçınıyorum bundan. Zaten sağlıkla ilgili bilgisi olmayan herkes fikir sahibiyken bir de benim fikir beyanında bulunmamı ziyadesiyle gereksiz buluyorum. Halbuki şu iki konunun her biri ile ayrı birer blog döndürebilirim.
Bloga başlarken bu iki konuda yazmamak konusunda prensip kararı almıştım. Bu blog benim olacaktı, ne Dr. Selgin’in ne de anne Selgin’in. Ne yazık ki, bazen prensipleri esnetmek gerekiyor. Açıklayayım…
Bir zaman “Bebekler (Zamane Anneleri) için Pekmezli Kek” tarifi vermiştim. Yazıda iki çocuk annesi olmama rağmen hiç böyle bir şeyi denemeyi düşünmediğimi, bu keki de arkadaş isteği ile yaptığımı belirtmiştim. O günden beri bu yazının her gün en az 10 kişi tarafından okunuyor olması arkadaşımın bunu düşünen tek kişi olmadığını bana gösterdi ve her gün beni gülümsetti. Asıl en son gelen yorum beni hayretin son noktasına taşıdı. Yorumu bırakan kişi kısaca şöyle diyordu: “Keke pekmezle birlikte süt koyunca süt, pekmezdeki demir emilimini engellemez mi?” Evet, engeller ama kimin umurunda! Benim hiç umurumda değil açıkcası.
Bu yorumdan sonra annelikle ilgili görüşlerimi ideal annelere karşıt olarak farklı konularda yazmam gerektiğine karar verdim. Gerçekten! Bu alanda ciddi bir açık var…
Biri on, diğeri üç yaşında iki çocuk annesi olarak bu konuda iki üçyazıdan sonra idol bile olabilirim.
Daha iyisi bence bunun için yeni bir blog açayım, adı da…hımmm…buldum! “Bildiğiniz Anne”. Hadi bakalım, vatana ve millete hayırlı ve de uğurlu olsun.
Baştan söyleyeyim, öyle burada olduğu gibi sürekli yazı beklentisi olmasın. Aklıma geldikçe takılırım, sorunuz olursa cevaplarım. Bu yazıyı www.bildiginizanne.wordpress.com ‘da da bulabilirsiniz.
Ufff ! Büyük bir risk almışsınız. Zira yukarda yazdığınız her cümle için sizi vurmak isteyecek bir sürü anne var ortalıkta.
Yazdığınız her cümleye öyle katılıyorum ki ! Çocuk yetiştirmeyi son derece doğal bir şey olarak gören annelerimiz nerede, dünyada ilk kez kendinin anne olduğunu zanneden bir takım zamane anneleri nerede ? Ne var ki ben anne olmadığım için bu konuda görüşlerimi dile getirmem pek de hoş karşılanmıyor.
Sözün kısası bu kararınızı tebrik ediyor ve sonsuz destekliyorum. Ve de hemen yeni bloga bakmaya gidiyorumm.
bbir site var.. adı fof.. fab over fifty =P.. arada hoş şeyler oluyor readerdan takip ediyorum..
bir yazı okumuştum orda.. benim de farkettiğim ama dile getirmeyi beceremediğim bişi..
bir anne blogcular toplantısı yapılmış..
işte bu blogcuların çok tık alanları.. ürün deneme tanıtma ile para kazanıyorlar abedede.. bin küsur kadın bıcır bıcır.. bi sürü genç kadın.. hepsi uzman anne..
bizim fof demişti ki..
=D..
çocuğu doğuran.. doğumdan beş dakka sonra uzman kesiliyor..
herkes herşeyin uzmanı..
merak ediyorum amatörler acmiler nerde ..
uzun.. ve alakasız gibi görünse de çok alakalı olduğunu düşündüğüm bir yazı.. ve bi de.. ben selgini seviyorum yazılarda..
yani yorgunum.. tembeldim.. kanapeye kıvrıldım çocuklar gelmeden bişi yaptım.. gibi.. seni yansıtanları.. sakın tıp bloğu yazmaaaaaaaaaaaaa… nolur.. =D
atalet öper sever gider..
Canım Atalet, cicim Atalet…
Evet baktım fab over fifty’e. Sevebilirim onu da ama senin kadar değil.
Anneliğe dair yazmak eğlenceli olur diye kalkıştım ama tıpla ilgili zinhar yazmam zira hiç de eğlenceli değil.
Sevgiyle, öpücüklerle…
ben de blog yazmaya karar verdığımde kızımdan ve annelıkten bahstememeye karar vermıştım. ama o kadar çok değıştırdı kı benı ve hayatımı, ne kadar yazmamaya çalışsam da sankı bır yerlerden pırtlıyor mınık lamba cını’m:) yıne de kıyısından ğeçıyorum yazılarda, özne yıne benım. çünkü bloğum benım özel bölgem. eğer ılgınç bır aktıvıte, oyun vb ıcat edersem onu yazarım sanırım, çünkü bu konuda çok düşünüyorum ve dığer blogları takıp edıyorum. kış günlerınde çocuk tv dışında yaratıcı oyunlarla vakıt geçırsın ısterım. ama kurabıye-mama tarıfı yazmamaya kararlıyım (halk sağlığı açısından).
benım üye olduğum bır anne çocuk sıtesı var:
http://www.nurturia.com.tr/
zaman zaman bu sıtede dığer annelerle bılgı alışverışınde bulunuyoruz, oyun grupları falan kuruyoruz, gerçı sızın çocuklar büyümüşler ama tecrubelerınızden faydalanmak ısteyenler olabılır…ama baştan söyleyeyım: bu sıtede sızın bahsettığınız o çok bılmış annelerden çok vaaar:)))
Benim “Bildiğiniz Anne”de amacım kimseye herhangi bir öğütte, tavsiyede bulunmak değil. Aslında kendi bakış açımla anneliğimi masaya yatırmak bütün istediğim. Şimdi bazen anneme geçmişe dair bir şeyler söylediğimde hatırlamadığını iddia ediyor, ya da benim abarttığımı. İşte ileride böyle bir durumla karşılaşma durumuma karşılık bunu yapmak istiyorum, şimdiden savunmam hazır olsun diye. Bir gün birinden biri çıkar da “Sen şöyle şöyle yapmıştın” derse ben de mesela “kimse çocuğuna karda donruma yedirmezken ben yediriyordum,” diyeceğim.
Bir de benim tarzımı çocuğu iki yaşına gelmiş biri bu saatte uygulamaya kalkarsa kesin çocuk onca steril yaşamdan sonra ciddi enfeksiyon filan geçirir. Neyse, buraya değil “Bildiğiniz Anne”ye yazmalıyım bunları. Sevgiyle.
kesinlike sizin gibi düşünüyorum ve davranıyorum.hatta bazen bu yüzden “ay ne kötü” anneyim falan bile diyorum çünkü her yer çocuğunu o ışından bu ışından koruyan,organik yedireceğim diye 1 kilo patatese üç kat para ödeyen annelerle dolu.dayanamıyorum bazen.bu mükemmel annelerin mükemmel çocuklarını büyüdüklerinde çok merak ediyorum çok.okuduğum kadarıyla çok da benziyoruz:)bloğuma beklerim ben de.sevgiler