Etiketler
Kaç haftalardır, günlerdir kıvranıyorum “proje, proje!…” diye diye. Ne olacak bu projeler, nedir bunlar?
Az az kenarından kıtırdatmıştım sizlere… Hani üç taneydi, biri bitmişti ama gün yüzüne çıkmamıştı, birini kendim torpillemiştim, birine de ola ki torpillemeyeyim diye iki kişi çıkmıştık yola… ki doğru yapmışım, bir ara ikimiz de diğer olmasa cayacaktı.
Bir süre önce bir kitaptan bahsetmiştim: Kadınlar Dekameronu…. İşte biz sevgili çocukluk arkadaşım KakaraKikiri Esra ile birlikte bu kitaptan ilham aldık, Yitik Ülke’nin 80’lerde Çocuk Olmak ve 90’lar Çocuk Mu, Genç Mi? kitapları bize güç verdi ve kolektif bir kitap yazma işine giriştik. Aslında ‘yazma’ değil de, ‘yapma’ demeliydim.
Adı üstünde kolektif bir iş olacak bu…. Yani sadece benim ve Esra’nın marifeti olmayacak.
İşin en zor kısmı konuyu bulmaktı. İlk Aşk, olsun dedik sonra kartılımcı bulmakta zorlanırız diye çabuk vazgeçtik. Ben ısrar ettim, insanlar okuyunca sevsinler istedim. Biz bir kitabı sevmiştik ve şimdi onun ardından yıllar sonra ne işlere kalkışıyorduk. Çok da konu alternatifi yoktu ya da biz öyle sandık ve babalarını iflah olmaz seven iki kız çocuğu olarak İmza: Kızın’da karar kıldık.
İki hafta önce Perşembe günü, ben işi kırmıştım, Esra’nın yuvasındaki ofisinde tesadüfen o gün orada bulunan Figen’le birlikte projemizin ana hatlarını oluşturduk.
Kaç kişi katılacak? En az 100 kadın. Çok da olmasın.
Kime ne bu 100 kişiden? Di mi ya? O zaman en az 10’u tanıdık, bilinen isimler olsun.
Olsun da kim olacak bunlar, var mı seni tanıdığın? Yok. Buluruz. Nasıl? Önce oturup düşünürüz, kim kimi tanıyor diye. Hem artık sosyal medya var, iki kişi arasında sadece twitter var. Hadi bakalım.
Ne yazsınlar bu 100 kişi? Mektup. Babalarına mektup yazsınlar ya da yazmak istedikleri başka bir şey. 1 A4’ü geçmesin, çok ağlak bir şey olmasına mahal vermeyelim. Neler yazabileceğimi düşününce bile gözlerimin dolmasına engel olamıyorum.
Kimlerden yazmasını isteyeceğiz? Önce blogcu kadınlara söyleriz. Hepimizin iyi kötü bir kitlesi var, takipçilerimizin çoğu kadın. Zaten eş, dost… Senin yuvada çalışan öğretmenlere söyledik mi on yazı çıkıverir bile.
Babalar Günü’ne yetişir miyiz? Keşke…
Geliri ne yapacağı? Yazanlara mı dağıtacağız? İhtiyacı olan çocukların eğitimi için bağışlayalım geliri. Heyecanımız onlar için küçük bir destek olsun.
Yayınevi nasıl bulacağız? Yitik Ülke var. Ben konuştum, Yitik Ülke kitabımızı basacak.
Önce bir ppt sunum hazırlayalım, insanlar ciddi olduğumuzu anlasınlar. Esra sen hazılarlar mısın?
Yani üç aşağı, beş yukarı böyle oldu.
Esra sunumu hazırladı, Mine düzenledi. Esra’nın annesi ve Banu Teyze hukuki konularda yardımcı oldular, Banu Teyze ‘Ben size ünlü kimi bulabilirim,’ derdine düştü. Bizden hariç dört blogcuya ( Leylak Dalı, Atalet, Coraline, Bir Tek Aşk) gönderdik proje sunumumuzu, aynı gün aynı saatte duyurur musunuz? diye sorduk. Olur, dediler. 16 MArt Cuma günü hepimiz bloglarımızda konuyu yazmaya karar verdik.
Esra’nın arkadaşı Serpil bağlantılarını harekete geçirdi. Ben bir tam Pazar günü boyunca ağır Twitter mesaisi yaptım. Birtakım isimler sağolsunlar hemen yanıt verdiler…
Çok ünlü bir pediyatrik psikiyatristimizden önsöz istedik, bizi kırmadı.
Heyecanımız her attığımız adımla, projeyi öğrenenlerin heyecanıyla katlanarak arttı. Uykumun en derin yerinden aklıma gelen yeni yeni şeylerle fırlayarak uyandım.
En son Pazartesi gecesi Berlin sokaklarında yürüyorduk, yol boyu yukarıda yazdıklarımı bir arkadaşıma anlatırken nefes nefese kaldım. Arkadaşım Fatma, ‘Kıskandım seni, gözlerin parlıyor anlatırken!’ dedi.
Projenin detayları için lütfen bakınız şuraya bir bakınız. imza kızın
Hepinizin desteği çok önemli. Yaş sınırlamamız yok. Eli kalem tutan herkes davetli. Bir düşünün, ne güzel olacak, hep birlikte nasıl bir iş çıkartacağız ortaya… Yazılarınızı imzakizin@gmail.com ‘a bekliyoruz.
İş İmza : Kızın’la da bitmeyecek, ardından aynı formatta başka bir kolektif çalışma gelecek. İmza : Karın’da biz kadınlar kocalarımıza mektup yazacağız ve kendini ifade edemeyen kadınlar için bir araya geleceğiz.
Aklına ‘Siz bundan ne kazanacaksını?’ diye gelen varsa cevabımı hemen vereyim. Maddi anlamda tek kuruş bile kazanmayacağız, hatta cebimizden para bile çıkacak. Bittiğinde en az yüz kişilik bir kadınlar grubumuz ve onlarla seyredip mutlu olacağımız bir eserimiz olacak. Daha ne olsun!
Hadi hanımlar, (ve beylerin eşleri, anneleri, kızları) projeye bekleniyorsunuz….
Oraya buraya tıklamadan bile coşkunuzu ve samimiyetinizi hissetmemek imkansız.. Aynı heyecanı ve coşkuyu bana da geçirdiniz. Mutlaka katılacağım. Gerçekten de harika bir çalışma olacak ve çok da duygusal.. Aynen ben de daha yazmadan içimin hamur hamur olduğunu hissediyorum şu an.. Fikrinize, emeğinize, çabanıza ve güzel kalbinize sağlık!!!
Evet, blogda duyuru yapılmış, ilgileneceğini düşündüğüm kişilere mail atılmış ve facebookta da duyurulmuştur. Görevini yapmış kişilerin huzuruyla yemek yapmaya gidebilirim artık:))
Şu an faceye yorum bırakan 2 arkadaşım hemen yazacaklarını söylediler. Varan 2:))
Herşey için çok teşekkürler…
Fikriniz çok hoşuma gitti ve izninizle blogumda paylaşmak istiyorum…Tanınsın…Tanınsın ki Darüşşafaka’ya daha çok para gitsin…Dört gözle bekliyorum kitabınızı…
Kesinlikle çok mutlu oluruz blogunuzda tanıtırsanız. Eee.. bir de mümkünse mektup alabilir miyiz?..
şu yukarıdaki beğen tuşuna tıklamak için ille wordpressden gelmek gerekiyor ona bi kızıyorum her seferinde beğenesim geliyor.. ama yol uzun .. =) bunu diyeyim önce.
sonra da.. dilerim kolaycacık.. güzelcecik seyretsin işler…yardım gerekirse ve elimden gelen bişey olursa.. burdayım..
Haklısın Atalet…Ben de blogspottaki bloglara yorum bırakmakta zorlanıyorum ve çoğu zaman da beceremiyorum. Ben şimdi sana bir mail atıcam.
Naçizane bir öneride bulunabilirmiyim…
Atatürk’ün silah arkadaşı Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir den rica edebilirim. Kendisini çok yakından tanırım.Ayrıca Nazlı Eray’a da teklif edebiliriz.
Çok güzel bir amaca hizmet edecek.Kalpten kutluyorum bütün emeği geçen ve geçecek olanları.
Sevgiyle
Ece
Merhaba,sabah sayfalarınızda görünce hemen gönderdim.Ayrıca özel formatı varmıydı?.Çok güzel bir etkinlik ;başarılar,kolay gelsin.
Dün gece bir yorum göndermiştim,onaylı burada görmüştüm.Şimdi görüyorum ki silinmiş.Bir açıklama yapabilirmisiniz ,zorunda değilsiniz ama …üzüldüm işte…
Kusura bakmayın, sebep muhtemelen I-phone. Oradan bazen farkında olmadan yanlış butona basabiliyorum. Şimdi onayladım, yeniden. Sevgiler…
Mailde de yazdığım gibi bir çok kişi düşünür ama uygulamaya geçemez. Siz bunu başaranlardansınız. Tebrik ediyorum.Ben de bir yazı gönderdim. Çok heyecanlandım ve sonucu merakla bekliyorum. Sevgiler…
Yazı için teşekkürler. Uygulamak bazen düşünmekten zor oluyor. Bizde düşünmeye başlayalıberi, dur biz ne yapıyoruz, diye zaman zaman duraksadık. Sonuçta artık ok yaydan çıktı ve maraton koşmaya başladık. Umarım alnımızın akıyla çıkarız altından…
Ben de yazmak isterim süre belli mi?n Önümüzdeki hafta içinde bir gün yazıp göndersem olabilir mi?
Sevgiyle kalın…
Olur elbette. Son yazı gönderme zamanı olarak 1 Nisan dedik. Bir ihtimal, Babalar Günü’ne yetişelim diye. Hayal bu ya, 100 kişiyi geçersek diye planlama da yaptık. Hele bir 100 ü geçelim, açıklarız. Sizi imzakizin@gmail.com a bekleriz.
Güzel bir proje, ben de katılacağım 🙂
Kesinlikle bekliyoruz. Asıl hedef kitlemiz blogcu kadınlar. Sevgiler….
Daha önce blogda babama bir mektup yazmıştım, o yazıyla katılma imkanım var mı? Katılmayı ve değerli projede yer almayı çok isterim. Hemen mail geçeceğim.
Bu güzel ve anlamlı proje için ve paylaşımınız için çok teşekkür ederim.
Sevgiyle…
Nur hanım, siz yazıyı imzakizin@gmail.com‘a gönderin. Bakalım, olur mu, diye. Sizi de aramızda görmeyi elbette isteriz. Yazının olmasını istediğimiz şeklini size iletiriz. Esra da ben de, olabildiğince yazılara müdahale etmeme taraftarıyız. MAilinizi bekliyoruz. Belki de yollamışsınızdır bile…
Yazi yolda, umarim begenirsiniz. Tebrikler Selginb, her yaptigin ekmek bir oncekinden daha lezzetli olmaya aday… 🙂
Buralarda olduğunu bilmek ne güzel… Yazıyı merakla bekliyoruz. Sevgiler..
maili biraz önce gönderdim,o kadar etkilendim ki tüm gün ruh gibiydim.bir küçük kız gibi yatağımın içine girip gönderdim maili..umarım emeğiniz karşılığını bulur..yarın blogumda paylaşacağım..
Sevgilerimle,
Zeynep
Okudum ve duygularımı sana mail attım.
Sevgiler…
Geç mi kaldım :((
Evet ama proje yönetim üst kurulu elinizi çabuk tutarsanız mektubunuzu alacak. 30 Mayıs ise son , son, SOOON tarih.
Hazırdı zaten,gönderiyorum o halde. Üst kurula sevgiler.
Aldım, okudum, off… yine ağladım sabah sabah. Ben bu başlığın böyle ağlak olacağını biliyordum. Eğer bu kitap dikkatli okunacak olursa var ya erkekler belki de o anlamakta zorluk çektikleri kadınları anlayabilecek çok basit ipuçlarını yakalayacaklar ve sonunda bize minnettar olacaklar, kız babalarına bir kılavuz olacak sonra…Herkes benim kadar sulugöz müdür bilemem, ama erkekler bile ağlayacaklar….
Bence,sadece ağlayabilen erkeklere verilen bir hak olmalı baba olmak.İlginiz beni de heyecanlandırdı.Kolaylıklar diliyorum.
Hımm… Süper ötesi şahane bir özlü söz olmuş. Beğendim, hem de çok. Bir gün, bir yerde kullanmam kuvvetli muhtemel, izninizle…