Etiketler

, , , , , ,


Bir önce okuduğum kitapla ruhum kararmışken bu kitap nasıl iyi geldi, bilemezsiniz. Acayip, farklı bir maceraya doğru iki kiralık katille birlikte yol almak oldukça eğlenceliydi. Bir süre sonra kendimi orta karar bir at üzerinde Eli ve Charlie Sisters kardeşlerin peşisıra gider gibi hissettim.

Kahramanlarımız Sisters kardeşlerden Charlie büyük, Eli ise küçük olanıdır. Hikayeyi Eli’nin anlatımından okuruz. Bu iki azılı katil, “Altına Hücum” zamanında Commodore adlı birinden Hermann Kermit’i öldürmek üzere iş almışlardır ve Oregon’dan Kaliforniya’ya doğru yola çıkarlar. Daha yolun başında kardeşlerden baskın olanı, Charlie ikisinin lideri olduğunu açıklar. Eli buna bozulur ama bir katil için Charlie ile kıyaslandığında yufka yüreğinin farkında olduğu için ister istemez durumu, atlarının değiştirdikleri zaman Charlie’nin iyi at Nimble’ı alıp kendine vasat at Tub’ı bırakmasını kabullendiği gibi kabullenir.

Charlie alkoliktir ve Eli de ciddi dürtü kontrol bozukluğundan muzdariptir. İkisi çocukluklarında aile içi şiddetin kurbanı olmuş, Charlie ilk cinayetini babasını öldürmek suretiyle işlemiştir.

Eli öfkelendiği zaman öfkesini denetlemek için annesinin çocukken ona öğrettiği manevrayı kullansa da bazen başarılı olamaz ve işte o zaman Charlie’den çok daha vahşi bir yaratığa dönüşebilir. Buna karşılık, tüm macera boyunca Eli’nin vicdanı bir türlü susmak bilmez, sürekli yaşlı bir kadın gibi dırdırlanır durur. Charlie ne kadar sistemli bir öldürme makinesine yakınsa, Eli de o kadar insan olmaya yakındır. Öyle ki, yolculuk boyunca iki kere aşık olur, birinde hoşlandığı kadın daha ufak tefek erkekleri cazip buluyor diye aç kalmak uğruna zayıflamaya karar verir. Oysa Charlie, Eli daha kıza karşı bir şeyler hissetmeye başlamadan bulamadan onunla birlikte olmuştur.

Eli sonunda vicdanına yenik düşer ve Herman Kermit işinden sonra adam öldürmeyi bırakacağını Charlie’ye açıklar. Charlie başta bu kararı pek umursamasa da kabullenmiş gibi davranır.

Kaliforniya’ya vardıklarında onları hayatlarını değiştirecek bir sürpriz beklemektedir. Bu iki azılı katil kendilerinden beklenmeyecek bir karar verirler ve her şey değişir. Kitabın sonunda babalarını öldürmeden önceki iki küçük çocuk olarak annelerinin dizinin dibine dönerler. Okuyucu da onları bir kere daha olabildiğince büyük bir şefkatle bağrına basar.

Domingo Kitap’a huzurlarınızda beni kitabın arka kapağında yazdığı gibi Cohen kardeşlere yaraşır, böyle sevimli azılı katillerle tanıştırdığı ve Avi Pardo’ya güzel Türkçe’siyle bu macerayı bize kazandırdığı için teşekkür eder, bu kitabı farklı bir serüven yaşamanız, çocukluğumuzda yaz tatillerinde okuduğumuz çizgi-roman Vahşi Batı hikayeleri tadını yeniden damağınızda hissetmeniz için şiddetle okumanızı tavsiye ederim. (Ne uzun, dağınık bir cümle oldu! Toparlayamayacağım. Öyle yani…)