Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Daily Archives: 28 Mayıs 2012

MUAFİYET

28 Pazartesi May 2012

Posted by Selgin BİBER in İşte Öyle Bir Yazı

≈ 6 Yorum

Etiketler

annelerle sosyalleşme, sınıf pikniği, yol, Şile

Dün Kem’in sınıf pikniği vardı. Ailecek, annane dahil iştirak ettik. Daha önce söylemiş miydim, hatırlamıyorum, Bizim bu yıl Kem 4. sınıfa, 4. okulunda gidiyor ve 5. sınıf öğretmeni.  Bu nasıl oldu, diye sormayın uzun bir hikaye. Tek sebebin temelde ben olduğumu söyleyebilirim. İlk anda kötüymüş gibi dursa da oldukça olumlu yanları oldu Kem üzerinde. Birincisi inanılmaz bir adaptasyon yetisi geliştirdi ki, bu ülkede yaşayan bir birey olarak önemli bir kazanım. İkincisi de farklı farklı okullardan bir sürü arkadaşı oldu, bunlardan bazıları ile hala görüşüyor. Bu değişimlerin benim için en faydalı yanı ise sınıfta annelerle sosyalleşmek durumunda kalmadım. Zaten okula yıl içinde az sayıda gitmeye azami çaba sarf ediyorum, toplantılarda filan görüşmelerimle de kimse ile fazladan ilişki geliştirmedim.

Bu sınıf pikniği bende toksik etki yaratacak diye endişeliydim. Önce planlanan brunch + barbeküydü, bu kadar uzun süre dayanamayacağımı düşünerek ‘bize brunch uymaz, biz barbeküye geliriz,’ diye bir mail attım organizatör anneye. Benim gibi düşünen başkaları da varmış ki, benden sonra program sadece barbeküye çevrildi.

Ananeyi de götürmemdeki temel sebep sosyalleşme konusunda iyice çuvallarsam durumu o kurtarsın diyeydi. Malum çok sever hemen birileriyle ahbap olmayı. Tabii bunun da kenidne özgü tehlikeleri yok değildi ama işte bazen risk almak gerekiyor.

Biz son giden ailelelerden biriydik. Kadınlar bir uzun masa etrafında toplaşmıştı, erkekler de bir masada okey oynuyordu. Biz kadınlara yanaştık. Bu yıl hiçbir veli toplantısına gitmediğim, hepsine babayı gönderdiğim için kadınların hiçbirini tanımıyordum ve onlar anasınıfından beri birbirlerini tanıyorlardı. Kem’le kendimi tanıttım. Hemen biri atladı, “Siz çalışmıyordunuz değil mi?” diye. “Valla, gönül istiyor ama…” dedim. İnanmaz şekilde, “Çalışıyorsunuz yani,” dedi. “Evet, çalışıyorum,” dedim. Ne iş, nerede diye sormadan söyledim. “Sadece doktorum ve doktorluk yapmıyorum.” Bir başkası “Aaaa…,” dedi üzgün. “O sebepten böyle durumlarda doktorların maruz kaldığı sorulardan muafım ben,” dedim, Güldüm. “Biz de sevindik  bir an sorularımızı sorarız diye.”  “Muafım,” dedim ellerimi iki yana açıp, boynumu hafiften sağa yana doğru bükerek ve bu sefer cidden sırıttım. Sonra dayanamadım, baktım masada hava değişecek, gerçekten gülümseyerek, “Elbette sorularınızı sorabilirsiniz, yanıtlamaya çalışırım,” dedim ama  sempatik olmak gayretimden değil, annemden her an yiyebileceğim dirseğin korkusundan.

Sonra… sonrası güzel geçti. Tipik çocuklu kadın muhabbeti. Herkes doğum tecrübesine dair bir şeyler söyledi, son günlerin ‘kürtaj meselesi’ masaya yatırıldı, ben bir ara bu konuda ciddi saf durumuna düştüm, okul, eğitim sistemi üzerine görüşler bildirildi, o sırada emekli öğretmen annemin damarı kabardı, en bir öğretmen sesiyle kadınları hizaya sokacak sandım, korktum, kendi öğrencilik yıllarımıza gittik, işte o yıllar esnasında gezinirken annelerden birinin kızkardeşiyle (6 MAT-A’nın sınıf başkanı) lise sonu aynı sınıfta okuduğumuz ortaya çıktı, ablası kardeşinin okulun ineklerinden biri olduğunu söylediği sırada benim gözümün önünde felsefe dersi sırasında eteğinin bir ucunu beline sıkıştırıp sıralar üstünde gezinip “Kahpe felekk….” diye şarkı söylerken biz diğerlerinin defter sayfalarından konfeti yapıp sınıf başkanımızın başından aşağı saçmamız canlandı ve bir kere daha anladım ki, insanlar evde başka, dışarıda bambaşka, okulda ise çok başka… Söylemedim elbette bu düşüncemi. Tabii bunun üzerine ‘dünya küçük’ geyiği çevirmeyi ihmal etmedik. Sonuçta annelerle sosyalleşmem beklediğimden iyi oldu. Bu anneleri sevdim hatta içimden bazıları ile Kem’in tercihine göre ekstra programlar yapmayı  geçirdim.

Kem ve Defi Şile’de temiz havada koşup oynadılar, Defi dönüşte arabaya biner binmez uyudu.

Her hafta sonundan farklı ve güzel bir gündü. İstanbul’a dönüş yolu doğal olarak tıkalıydı, yarı uykulu bu ‘muafiyet’ halimi bir kere daha sevdim. Öyle yani…

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 682 aboneye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Mayıs 2012
P S Ç P C C P
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  
« Nis   Haz »

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 834.964 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • INCENDIES
  • BİR DOKTORUN MESLEĞİNİ BIRAKIŞININ SEBEPLERİ
  • KIZARTMADAN, AZ YAĞLI KADINBUDU KÖFTE
  • MİDYELİ VE KARİDESLİ MAKARNA
  • ETLİ EKMEK
  • LA SAGRADA FAMILIA
  • BERGAMUTLU PİLAV VE KUZU FIRIN
  • İKLİMLER / André MAUROIS
  • DENİZADAMI / Carl-Johan VALLGREN

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 618 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle