Etiketler
Amatör Evlilik, Anne Tyler, Can Yayınları, Deniz Canefe, Seçkin Selvi
Ben size daha önce bu kitabı anlatmış mıydım? Kendi listeme baktım, anlatmamışım.
Kem doğduğunda, henüz yeni loğusayken okumuştum. Postaprtum depresyonla ilgim ve de alakam olmadığı, hatta mainye meyyal olduğum için sanırım üzerimdeki etkileri olması gerekenden bayağı farklıydı.
Anne Tyler, oldukça üretken, Pulitzer ödüllü bir yazar. Ben sadece bu eserini okudum ama baktığınızda çocuk kitapları dahil şimdiye kadarki eser sayısı on beş.
Amatör Evlilik, adından da anlaşılacağı üzere bir evliliğin mercek altına alınıp, ayrıntılı analiz edildiği bir çalışma.
Konuyu anlatırken, atladıklarım kadar kendi eklemelerim de olabilir, çünkü okumamın sütünden on yıl gibi uzun bir zaman geçti.
Pauline ve Michael, Baltimore’da yaşayan iki gençken Michael Vietnam Savaşı(?)’na gider ama yaralandığı için bir süre sonra kalıcı bir sakatlıkla geri döner (Galiba bacağıydı, aksıyordu).
Pauline ve Michael birbirlerinden oldukça farklı karakter ve duygulanımda insanlar olmalarına karşın evlenirler ve alt katında işlettikleri bakkal olan apartman dairesinde yaşamaya başlar. Zaman ilerledikçe iki karakter arasındaki farklılıklar daha da su yüzüne çıkar. Michael kontrollü ve sakin, Pauline gürültülü, duygulu ve romantiktir. Michael hiç de Pauline’in aradığı adam değildir. Uzun yıllar süren mücadele ve baskı le Pauline Michael’ı bakkalın üstündeki evden taşınmaya ikna eder.
Üç çocukları olur, Lindy, George ve Karen. George ve Karen ile ilgili pek bir şey hatırlamıyorum. Lindy ise başından beri diğer ikisinden farklıdır ve on sekiz gibi küçük bir yaşta evi terk eder. Uzun süre Lindy’den haber alınamaz. Sonra bir gün Pauline ve Michael, Lindy’nin San Francisco’da olduğunu Lindy’den gelen bir telefonla öğrenirler. Lindy’nin bir oğlu vardır. Lindy uyuşturcu bağımlısıdır ve ailesinden oğluna bakmalarını ister. Pauline ve Michael apar topar gidip Pagan’ı alırlar. Lindy de bir rehabilitasyon kliniğine yatar.
Beklenmedik şekilde, evliliklerinin 30.yılında Michael Pauline’i terk eder. Yıllar boyu bu evlilikten memnun olmayan Pauline’miş gibi görünse de Pauline boşanmadan sonra bir rahatlama hissedeceği yerde, umutsuzluğa kapılır. Michael’a göre evlilikleri başından beri amatörlerin yaptığı bir hatadan ibarettir.
Edebi açıdan bakılacak olursa çok da kayda değer olmayacağı kesin ama üslup ve anlatım öyle güzeldi ki, çok severek okumuştum. Özellikle otuz yılın birkaç parçaya bölünerek her bölüm arasında beş-altı yıllık zaman süreci konularak anlatılması ve bu sırada herhangi bir kronolojik ya da mantık hatasına yer bırakılmaması, aradan geçen zamana ilişkin okurda uyanabilecek merak duygusunun yerinde frenlenmesi ve okurun ihtiyacı olduğu düşünülen ayrıntıların oldukça dozunda verilmesi çok hoşuma gitmişti.
On küsur yıl sonra bu kitabı hala henüz geçen ay okumuşum gibi belleğimde taşımamın altında yatan sebeplerden biri de elbette Türkçe’ye çevirisinin çok iyi olması. Bunun için Deniz Canefe’ye ve yayına hazılayan Seçkin Selvi’ye de elbette takdirlerimi sunuyorum.
Sonuç: Keşke Anne Tyler’ın daha çok kitabı çevrilse dilimize ve okusak. Deneyimli ve ödüllü bir yazardan eminim hepimizin öğreneceği pek çok şey olacaktır.