Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Daily Archives: 07 Haziran 2012

YOĞURT SORUNSALIMIZ

07 Perşembe Haz 2012

Posted by Selgin BİBER in İşte Öyle Bir Yazı

≈ 14 Yorum

Etiketler

ev yapımı yoğurt, mandıra, yoğurt makinesi

(KAYNAK: şifali.org)

Çeşitli sebeplerden bir yoğurt sevdasına tutulduk, gidiyoruz. Oldum olası yoğurdu severim. Şöyle güzelinden bir kase yoğurt yediğim zaman tüm gastrointestinal sistemim için kıyak yapmış gibi hissederim ki, işin aslı gerçekte olan da budur.

Şimdi size oturup yoğurdun faydalarını filan anlatmayacağım elbette. Benim misyonumda öğreten bir kişinin hayat bulması mümkün-ü kâbil değil, çok şükür. Zaten aranızda bu konuda uzmanların var olduğunu var sayıyorum.

Yoğurdu bunca severim de, evde mayalanan yoğurttan oldum olası hazzetmem. Çocukluğumdan kalma bir durum bu, belki de en büyük sebebi bunun evin kadınları için büyük öneme haiz olmasıydı. Öncelikle yoğurt mayalanacak süt türlü zahmetlerle edinilirdi. Ananemle sabahın köründe, daha hava aydınlanmadan trene binip Çayırova’ya gittiğimizi, trenden indikten sonra yağmurdan ıslanmış otlarla kaplı bir yokuştan yukarı çıkıp bir mandıraya süt almaya gidişimiz ya da ben daha büyüdükten sonra Pendik Burnu’ndan annemin zoruyla istasyonda süt ürünleri satan bir dükkana elimde bidonla gidişimi hatırlıyorum ve inanın, o dakka içimi sıkıntı basıyor. Bir de onca zahmet sonucunda mayalanan yoğurdun kaçınılmaz şekilde ilk kaşıktan suya kesmesi vardı ki, yıllar içinde ben yoğurdun o suyunu kendisinden fazla sevmek için bayağı bir çaba sarf ettim. Sonunda başardım da…

Ama o yıllarda en büyük hayallerimden biri de bir gün kendime ait olacak evde marketten alacağım yoğurttan başka bir şey sokmamaktı. Diğer büyük hayallerim ise kimsenin bitirdiğim için söz söylemeyeceği, tamamen şahsıma ait bir kalıp yağlısından peynir ve bir kavanoz salçaydı.

İşte belki de insanın hayatla ilgili çocukken kurduğu hayaller bu noktada önem kazanıyor. Yıllarca süren çalışıp didinmem özünde baktığınızda bu dörtlü içindi. Dördüncü ise elbette bir kitapçıya girdiğimde arkadaki etiketine bakmaksızın istediğim kadar kitabı alabilmekti.

Uzun yıllar market yoğurdu tüketmek konusunda direncimi korudum. Öyle ki, kendi yemediğimi çocuğuma da yedirmem ilkem doğrultusunda onlar bebekken de bu tutumuma devam ettim. Açıkcası her ikisinde de bir iki kere kavanozda filan yoğurt mayalamayı denedim ama kısa zamanda vazgeçtim.

Malum, ben her şeyden bir zaman sonra sıkılırım. Durum böyle iken konu mutfak aletleri olduğunda da farklı bir tutum sergilemem beklenemezdi. Mikser, blendır ve rondoyu sıradanlıklarından ötürü kolaylıkla göz ardı edebilirim. Çay makinesinin lafını etmeye bile değmez. Ekmek makinesi mutfağımıza gireli yedi yıl oldu, Actifry’la beraberliğimiz iki yılı fazlasıyla geçti. Anlayacağınız mutfak hayatım feci bir monotonluk içinde can çekişmekteydi. Aynı dönemde Bizim Bey’den de ev yoğurdu yeme talebi gelince yoğurt makinelerini mercek altına aldım (Çocuklar için evde yoğurt yapmayıp koca isteyince yapmaya kalkışarak bir nev-i Ebru Şallı profili çizdim galiba).

Uzunca bir süre tereddüt ettim. Yaptığım incelemelerden edindiğim izlenim aslında makinenin tencereyi battaniyeye sarıp bekletmekten çok da farkı yoktu ama sonuçta ben bir tüketim insanıydım ve bir yoğurt makinesi edindim.

Üç kere yoğurt mayaladık ama sonuç hüsran. Sebebi bulmak zorundayım. Benim hatırladığım kadarıyla yoğurt mayalamak bu kadar komplike bir şey değildi ama bu sorun giderek çözümü imkansız bir hal alıyor. Ben mayadan olduğunu iddia ettim, farklı mayalar denedim. Makineden aldıktan sonra kimseye el sürdürmedim, bir gece buzdolabında beklettim, sütü değiştirdim, nafile…Sağolsun Bizim Bey’le aynı klinikte çalışan hemşire hanımlardan biri maya yolladı. Son ümidimiz bu maya. Olmadı, her ne kadar direniyorsam da sonunda Bizim Bey’in dediğine geleceğim ve makinenin bozuk olduğuna kanaat getireceğim.  Bizim Bey’in dediğine göre başkalarının (diğer beyin cerrahlarının) evlerindeki makinelerinin yoğurtları bıçakla kesilecekmiş gibi oluyormuş. Yani anlayacağınız bizim yoğurt sorunsalımız evimizin sınırlarını aştı.

Bundan sonra evde peynir, salça üretmeye   kalkışacağım diye korkuyorum. Silkinip kendime gelmeliyim. Öyle yani…

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 683 takipçiye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Haziran 2012
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  
« May   Tem »

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 828.559 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • LVIV – UMOS 6
  • ANGOSTURA BITTERS
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • BENİM KAHVALTIMIN GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK OLSUN
  • OS COCCYX
  • SINGAPORE SLING / Klasik Kokteyller VIII
  • PAŞA ÇAYI
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • SÜRGÜN
  • PAMPOROVO – UMOS 3

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 683 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...