Olayın öncesini anlatıp sonrasını anlatmamak olmaz.
Dünkü yazıyı yayınladıktan sonra neler oldu?
Öncesinde sabah saat 09:00 sularında WordPress’ten bana gelen maildeki şikayetçinin numarasını aradım. Bilin bakalım neresi çıktı? Aynen düşündüğünüz gibi ve tabii ki de söz konusu adlı şahsı tanımıyorlardı. Karşımdaki kişinin pozisyonu neydi bilmiyorum, bir açıklama yapmak durumundaydım ben de bana çok saçma gelmesine rağmen olan acayip şeyleri anlattım.
Arkasından postu yayınladım ve kendisinden çalıntı yaptığımı iddia eden tek sayfalık blog yayın hayatına son verdi. Sonuçta birilerinin işine gelmeyen, internette bir yıldır duran ve nedense son zamanlarda fazla okunur olan yazı her iki taraftan da kaldırılmış oldu.
Meşhur gıda intoleransı testimizin avukatı bloga görüşmek için not bıraktı, sonrasında da yöneticilerden biri ile görüştüm. Elbette ki onların bundan haberi yoktu. Onların açısından bakıldığında memnun olmamış bir müşterinin çıkardığı bir arızaydım ben. Belki testimin bedelsiz tekrarlanması ile memnun olurdum. Kalsın almayayım, dedim.
Akşam saatlerinde de WordPress’ten yaptığım karşıt başvuru neticesinde 14 gün içinde karşı taraf yasal işlem gerçekleştirmezse yazıyı yeniden yayınlayabileceğim yazıyordu. (Artık öyle bir blog var olmadığına göre 14 gün sonra yazımı o sayfaya geri koyacağım)
Global şirketlerde işlerin nasıl işlediğini bilen birisi olarak şeytan diyor ki, genel merkeze olanı biteni yaz. Lakin ona ayıracağım zamanda size iki yemek tarifi verir, bir film anlatırım ve daha fazla mutlu olurum.
Tüm gün boyu olayları benimle takip eden arkadaşlarımın “üstüne git, patlat olayı, meşhur ol,” “belki de dünyada yüzbinlerce insan kandırıldı ve bunu ortaya çıkaracak kişi sensin,” gibi gazlamalarına da gelmeye niyetim yok. Zaten zamanında kandırılmış olma ihtimalim bana yetiyor.
Aslında hala bekliyorum, biri çıksın ve desin ki, “Ben bu testin fanatik hayranıyım, sizin yazdıklarınızı okuyunca alaycılığınız asabımı bozdu. Onlar yapamaz, diye düşünüp testin adına ben yaptım bunu,” desin.
O kadar saçma şey bir arada duruyor ki, inanın tek mantıklı açıklama bu olur sanırım. Öyle yani…
Öncelikle gönderdiğiniz e mail için çok teşekkür ederim. Olayın üzerine gitmeniz çok iyi oldu., Blogun kendini silmesi bu işe kalkışan kişinin şirketinden bu konuda yetki almadığını da gösteriyor, cahilce bir işe kalkışmış belli ki. Çok sinir bozucu. Biz bloglarda deneyimlerimiz paylaşıyoruz, Konuya ilgi duyanlar da arayıp buluyor sonuçta.
Aynen öyle. Benim için yemek tarifi vermekten ya da izlediğim bir filmi anlatmaktan farkı yoktu. Dİyelim ki bir kitabı okudum ve beğenmedim (SERENAD hakkında yazdıklarım çok kötüdür mesela) şimdi o yazar bana “vay efendim, sen benim yazdığımı nasıl beğenmezsin?!” diyebilir mi, dediğinde ne kadar komik bir duruma düşecektir.
Başından beri haklı olduğunuzu bildiğinizde insanın kendini savunması hem kolay oluyor hem de etkili.
Geri bildirim: Gıda Alerjisi, Gıda İntoleransı ve Gerçekler | Yalansavar
Keşke yazıyı yeniden yayınlasanız. Tam da sağlık problemlerim nedeni ile şüphe ile yaklaştığım teslerle ilgili dürüst bir yazı bulurum diye düşünürken buraya kadar geldim.. Ama sonuç hüsran 😦