Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Daily Archives: 05 Eylül 2012

RENDEYE BASTI

05 Çarşamba Eyl 2012

Posted by Selgin BİBER in Yemek Tarifi

≈ 2 Yorum

Etiketler

iş arkadaşı, kalbura bastı, ofis hayatı, rejim, tatlı

Bir sürü blog yazısı yazılmak için sıra bekliyor. Misal Midilli’ye dair henüz yazamadım. Üstüne bir de İzmir’e gittim, geldim.

Ardı ardına filmler seyrettim, seyrediyorum. Kimini beğendim, kimini beğenmedim. Beğenmediğimi söyleyip geçebilirim ama beğendiklerimi anlatmalıyım size.

Sonra basit yemek tarifleri verecektim, örneğin domatesli pilav. Vakti geçiyor bile.

Okuduğum kitaplara dair yazamıyorum çünkü elimdeki Stephen King bir türlü bitemedi. Hayırlısıyla bu hafta sonu biterse bir de onun üstüne uzun uzun yazacağım.

Bir kere daha rejime başladım ama bu sefer kararlıyım. En az sekiz kilo vermeyi hedefliyorum. Hayatımdan börek vs.yi çıkarmaya karar verdim. Benim için kiloların sorunu olduğunu düşündüğüm bir tek o kaldı. Baktım olmadı sonra bir şey daha var ama o kesinlikle tatlı değil. Tatlıyla hiç hoşlaşmam, öyle ki nar, olmamış ham dışında meyve bile yemem.

Karar vermek kolay da uygulamak zor. Tabii bir de dış etkenler var.

Bu sabah ofise gelirken kendimle çok mücadele ettim, pastaneye uğrayıp bol yağlı, kıymalı kol böreği almamak için ve almamayı başardım. Alt ofise indim, kendime kepekli ekmeğe tost yapacaktım. Yemekhaneye doğru ilerlerken Emel’in odasına uğradım ve masasında en büyük boy borcam dolusu kalbura bastıları gördüm. Çarşı işi olsa dönüp bile bakmazdım ama bunlar Emel’in kalbura bastısıydı. Pardon, rendeye bastı demeliydim.

Çift kaşarlı, yağsız kepekli tostu yedim ve ne yazık ki Emel’in rendeye bastı sabatojına karşı koyamadım.

Sonra dedim ki, Emel yaz tarifi…

Emel gibi arkadaş kişini başına gelir mi bilmem. Satırlardan siz de anlayacaksınız kıpır kıpır, enerjik, inanılmaz pozitiftir. Kimin bir derdi olsa hemen Emel’e gider. Bu giyeceğiniz elbise yle ilgili tavsiye için de olabilir,  pantolonunuzdaki çıkarmadığınız leke için de… Ne kadar içten olduğunu anlatmak inanın çok zor. Tanımak lazım…  öyle biri.

Rendeye Bastı’nın bizim ofisteki varlığının sebebi de şuydu: Dün öğlen yemeğinde kalbura bastı varmış ve tabii ki de güzel değilmiş. Birisi Emel’e “Seninki çok güzeldi,” demiş ve elbette Emel dün akşam eve gider gitmez  derhal işe koyulmuş.

RENDEYE BASTI

Bu tatlı ismi annelerimizden günümüze Kalbura Bastı olarak gelmiş.

Bu devirde kimsenin mutfağında  kalbur malbur yok yada en azından benimkinde yok.

Bu durumda bu tatlının hakkını vermek için  bi koşu Eminönü’ne gidip dükkanlarda kalbur aramam gerekiyordu.

Buna da bitürlü zaman olamadı ,ben de günümüz çalışan kadınının  kıvrak zekasını kullandım.

Her mutfağın olmazsa olmazı rende burada devreye giridi ,40 yıllık kalbura bastı oldu  sana rendeye bastı. J

Tarife gelince;

 

Şerbet Malzemesi;

2,5 bardak toz şeker

3 bardak su

Bir yemek kaşığı limon suyu

 

Hamur Malzemesi

2 bardak sıvıyağ,

1 bardak süt,1

paket kabartma tozu

Un (un miktarını bilemiyorum aldığı kadar yani klasik kulak memesi kıvamı diyelim)

 

Tüm malzemeler iyice yoğurulur, sonra bu hamurun içine elle ufalanmış dişe gelecek büyüklükte bol ceviz koyulur, ceviz ve hamur yoğurularak karıştırılır.

Hamurdan ceviz büyüklügünde parçalar alınıp avuç içinde düzleştirilip sonra rende üzerine bastırılarak rendenin deliklerinin hamurun üstüne şekil vermesi sağlanır.

Rende üzerindeki hamur rulo yapılarak gevşekçe rendeden alınır ve fırın tepsisine konur.

Bu tariften ben 32 ile 36 adet kurabiye  çıkarabiliyorum.

180 derece fırında üsteleri ve altları pembeleşene kadar pişirilir.

Fırından çıkan malzemeler şerbet ile buluşur ve tatlı son J

 

Gelelim püf noktasına

Şerbet soğuk kurabiyeler ılık olacak.

Afiyet Olsun.

Sevgiler

Emel

Rejimin ilk gününde biri sabahki tostun, diğeri öğle yemeğinin ardından olmak üzere tabakta gördüğünüz iki taneyi mideye indirmiş bulunmaktayım. Durum budur….

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 682 aboneye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Eylül 2012
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
« Ağu   Eki »

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 835.094 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • INCENDIES
  • BENİM KAHVALTIMIN GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK OLSUN
  • LVIV – UMOS 6
  • KATALİN SOKAĞI / Magda SZABÓ
  • KAÇAK YOLCU VAR
  • SOMON TAVA
  • MÜSLİ KURABİYE
  • KIZARTMADAN, AZ YAĞLI KADINBUDU KÖFTE
  • SAHİLDE KAFKA /Haruki MURAKAMİ

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 618 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...