Etiketler
Bir çocuk için büyümenin en önemli aşamalarından biri belki de ‘Paşa Çayı’ndan normal çaya terfi etmektir. Bol şekerli çayın içine finger bisküvi ufalayıp yaptığımız ve mamelek adını verdiğimiz o acayip bulamacı yemeyi her ne kadar özlemesem de o günleri, yani beş yaş civarıma zaman zaman şiddetle geri dönmek istiyorum.
Her çocuk gibi ‘Paşa Çayı’nı hızla geçmek istiyordum. Bunun bir sebebi de terimi fazlasıyla maskülen bulmamdı sanırım. ‘Hanım Kız Çayı’ olsa bunca yıl, 38 – 5 =33 yıl direnmeyebilirdim.
Ben ne kadar bu aşamadan kurtulmak istersem isteyeyim, bir gerçek vardı ki o da çayı sıcak içemiyor oluşumdu. Hiçbir zaman ağzı kalaylılardan olamayacağımı anlamam uzun sürmedi. Bu durumda çaydanlıktan kaynar çayı alıyor ve içebileceğim sıcaklığa gelmesi için bekletiyordum. Sonuç hemen her zaman benim için hüsran oluyordu, şöyle ki genelde ideal bekleme süresini aştığım için fincanı dudaklarıma götürdüğümde ağzıma gelen sıvı soğukluğuyla içimi bulandırıyordu.
Geçen haftaydı, vazgeçtim. Artık kendime bir ‘Paşa Çayı’ içicisi olduğumu itiraf ettim ve rahatladım. Yıllar sonra keyifle çay içmeye başladım.
Mamelek mi? Sanmıyorum. Henüz o noktaya gelmedim.
Öyle yani….
ama ben başlığı görünce ordu evin’nde askerleri velveleye verdiğiniz paşa çayı anısı sanmıştım. arkasına o yakışır.
Aslında aklıma gelmedi değil…
Bir çay tiryakisi olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirimki çay Erzurumlularin içtiği gibi çaydanlıktan iner inmez 2 büyük yudumla 1 bardak bitirilecek şekilde içilmez… 🙂
Iyi demlenmis tavşan kanı çay bardağa konur ve dumanı üstünden gittikten sonra afiyetle içilir…
Sevgiler
Bence de…
ben de bol şeker olayını aşmak için uzun zamandır uğraşıyordum. Paşa çayı içicisiyim o zaman, kabulleniyorum.
Valla kabul etmek iyi olyor. Rahatlıyor insan.