Hiçbirimizin dünyaya gelirken nasıl bir anne – babanın çocuğu olacağımıza dair hiçbir fikri yoktu.Onalara ilişkin fikrimiz olduğunda ise çoğumuz pek de beyan edecek durumda değildik. Hepimiz için ebeveynlerimiz zaman zaman anlaşılmaz oldular, neyi neden yaptıklarını anlayamadık. Özellikle de bizim iyiliğimiz için yaptıklarını iddia ettikleri ama bize göre saçmalık derecesinde uygunsuz davranışlar sergilediklerinde müdahale edemediğimiz zamanlarda sinirimizden ter ter tepindik. Sonra bir zaman geldi ve çok da fena olmadıklarını hatta bazı konularda iyi ki de öyle davrandıklarını düşündük.
Oysa çocuk A ve B, pardon Annie ve Buster için yukarıda anlattıklarımdan biraz daha karmaşıktı çünkü onlar performans sanatçısı Clab ve Camille Fang’in çocuklarıydılar. Performans sanatı dendiğinde sizin aklınıza ne geliyor, bilmiyorum ama kısaca 1960’lı yıllarda ortaya çıkan, izleyicinin önünde canlı olarak icra edilen bir sanat biçimi olarak tanımlayabiliriz.* Fang çiftine göre icra edilen olgunun başarısını dahil olan kişinin sayısı ve tepkilerinin büyüklüğü belirler. Onların performanslarına insanlar haberleri olmadan dahil olurlar ve tepki verirler. Çocuk A ve B de, Annie’nin daha konuşamaz ve yürüyemezken bir alış-veriş merkezinde Noel Baba’nın kucağında kopardığı yaygara sonucu ilk performans gösterisini yaptığını düşünecek olursak, yaşamlarının ilk günlerinden ebeveynlerinin sanatının içinde yerlerini alırlar. Çocuklar büyür, önce Annie sonra Buster evden ayrılır. Annie oyuncu olarak hayatta şansını dener ve bununla da kalmaz, Oscar’a aday gösterilirken Buster yazar olarak ilk eseriyle ilgi çekmeyi başarır. Çocuk A ve B her ne kadar normal hayata adapte olabilmiş görünürlerse de bir Fang olarak onları bekleyen kaçınılmaz sonucu her ikisi de yaşar, bir noktada batırırlar ve yapabilecekleri tek şeyi yapıp anne-baba Fang’in yanına dönerler. Bu Camille ve Clab Fang için beklenmedik bir şey olmanın yanı sıra aslında yıllardır hazırlandıkları, son gösterilerinin zamanının geldiğinin işaretidir. Bir gün ansızın ortadan kaybolan Clab ve Camille’i ararken Annie ve Buster her ne kadar onları hayal kırıklığına uğratmış olduklarını düşünüyorlarsa da aslında tam da onların istedikleri gibi davranırlar, yani hayattaki en büyük eserleri olan kendilerini tamamlarlar.
Fang Ailesi, Pazar günleri veya uçak yolculuğunda seyredildiğinde iyi gelen, insana hoş vakit geçirten, yormayan, kurgusu karmaşık olmayan tipik bir Amerikan filmi kıvamında. Böyle olduğu için de New York Times Best Seller olmuş olması hiç de şaşırtıcı değil.
Domingo Kitap’a bir kere daha beni sıkmadan, seviyeli bir şekilde eğlendirdikleri için huzurlarınızda teşekkür ederim.