Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Daily Archives: 29 Nisan 2013

KAYIP KENTİN RADYOSU / Daniel ALARCÓN

29 Pazartesi Nis 2013

Posted by Selgin BİBER in Bir Kitap Hakkında

≈ Yorum bırakın

Etiketler

cangılda bir köy, iç savaş, kayıp kent, kayıplar, kent radyosu, radyo programı

kayıpBabil Kulesi’nde okunmayı bekleyenlerin sayısı beşyüze gelmişken, geçmiş de olabilir, bazı kitapların kendini ne sebeple öne çıkardığını bilmem mümkün değil.

Bu kitabı elime almamı sağlayan sanırım, adıydı. Arka kapağı tam anlamıyla okumadım. Arka kapakları oldum olası sevmem ama yine de göz atmaktan kendimi alamam. Bu kitabın arka kapağından aklımda kalanlar, bir radyo programı, bir iç savaş ve bir aşk idi. Yani elimde sadece iki somut veri vardı bir iç savaş ve bir radyo. Aşkı dışladım, çünkü her zaman herkes için göreceli bir kavram olduğunu düşünmüşümdür. Misal şıpsevdiler vardır, bir de platonikler, iflah olmazlar, aşkının ızdırabıyla beslenenler, vs…

Bu kitap yaklaşık yirminci sayfadan sonra bitime kadar bana temelde tek bir his yaşattı… iç sıkıntısı. Bırakmalıydım ama olmadı, yapamadım.  Benim bir kitabı okumayı kolay kolay bırakmıyorum ve bu huyumu çok da sevmiyorum.  Yaşım artık ilerlediğinden artık bu konuda aslında eskisi kadar çok ısrarcı olmasam sanırım daha doğru olacak. Huy işte bugün hadi, dedin mi değişmiyor.

Peki, o zaman şu soruya verecek bir cevabım olmalıydı: Devam etmemi sağlayan neydi? Konudan bahsetmek bana belki de bu konuda yardımcı olabilir… Bunu çok kısa, net ve temel bilgileri vererek yapmaya çalışacağım.

Norma, uzun bir iç savaştan çıkmış bir Güney Amerika ülkesinin merkez kentinden yayın yapan bir radyoda “Kayıp Kentin Radyosu” adlı bir program yapmakta, programında iç savaşta kaybolanların adlarını okuyarak onların varsa yakınları ile irtibat kurmasını sağlamaktadır. Program ülkenin tamamında inanılmaz ilgi görmektedir, Norma’nın sesini herkes tanımaktadır. Norma’nın bir botanik profesörü olan kocası Rey de iç savaş sırasında cangıla birkaç kere gitmiş ve son gidişinin dönüşü olmamıştır, o da kayıplardan biridir.

Bir gün cangıldaki köylerden birinden (1797) çıkagelen, onbir yaşındaki bir çocuk, Victor,  Norma’nın çoktan unuttuğu kocasına kavuşabilme ümidini alevlendirir, çünkü çocuğun köyü, Rey’in gittiği köydür. Çocuğu öğretmeni Manau radyoya getirip bırakmış ve gitmiştir.

Anlatıyı parçalara bölecek olursak, Norma ve Rey (geçmişte), Rey’in kendisi (geçmişte ve Norma öncesinde), Rey (cangılda), Victor (cangılda), Norma ve Viktor (şimdi), Manau ve Victor (yolculukta), Manau ve Victor’un annesi – Adela –  (yakın geçmişte), Rey ve Adela  (orta geçmişte), Köy ve Zahir (geçmişte).

Yukarıda basitleştirerek yazdığım parşalardan anlaşılacağı üzere zaman açısından çok katmanlı bir örgüsü var. Karakterlerin varoluşları ve birbirleriyle ilişkileri sert zaman geçişleri ile anlatılmış olsa da okumaya başladıktan kısa bir süre sonra yadırganmamaya başlıyor. Belki de karakterlerdeki ortak özellik olan bencillik ve umursamazlık hali öyle rahatsız edici oluyor ki bu duruma ancak bu geçişlerle tahammül edilebiliniyor.

Romanın geçtiği zaman diliminde söz konusu iç savaş doğal bir kasvet yaratırken buna karakterlerin sonuçlarını umursamaz davranışları, özellikle Rey’in, okurken daha da bir daralma hissi yaratıyor. Rey sözgelimi hem Norma’yı hem de Adela’yı aldatıyor, bunu yaparken güya Norma’ya karşı suçluluk hissediyor ama okur ne yazık ki bu suçluluğu duyumsayamıyor. Keza, Norma Rey’i neredeyse on küsur yıldır başta aşkının büyüklüğü, sonrasında da öyle gerektiği için bekliyor ama önü arkası, dünü ve öncesi her ne kadar anlatılmış olursa olsun, bu aşk hep havada kalıyor.

Sonunda herşeyi bir araya getirip topladığımda sanırım şöyle bir durumla karşı karşıyaydım. Evet, bir yerlerde bir iç savaş çıkmış ve bir takım insanların başından kötü olaylar geçmiş ve bize ne yazık ki, olanları sadece kalın bir perdenin ardından seyretmemiz için izin verilmiş. Her şey su yüzeyinde yüzen yağ damlacıkları gibiyken, ışıksız ve az oksijenli bir havayla kuşatılmış olmaları da bu koşullar altında gayet normal.

Sonuç… ne illâ okuyun diyebilirim ne de aman okumayın, zamanınızı harcamayın. Benden söylemesi bu kadar.

Öyle yani…

P.S. Çeviri Süha Sertabiboğlu tarafından yapılmış. Çeviri çok iyi olduğu için bırakamamış olabilirim. Mümkündür.

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 682 aboneye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Nisan 2013
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  
« Mar   May »

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 836.172 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • İKLİMLER / André MAUROIS
  • VEDAT MİLOR, ÇİBÖREK ve SONRASI
  • UYANIKKEN KABUS GÖRMEK
  • BENİM KAHVALTIMIN GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK OLSUN
  • INCENDIES
  • CAVA CODORNíU - BARCELONA
  • EKONOMİNİN KISA TARİHİ -Niall KISHTAINY (okuma notları)
  • KIZARTMADAN, AZ YAĞLI KADINBUDU KÖFTE
  • TOMBİK PİDE

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 618 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...