Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Daily Archives: 17 Mayıs 2013

GEVEZE KELEBEK

17 Cuma May 2013

Posted by Selgin BİBER in İşte Öyle Bir Yazı

≈ 6 Yorum

Etiketler

geveze, karbonhidrat, kebek uçuşması, rejimdeyim sürünüyorum

kelebeklerBugünlerde daha iyiceyim. Kötü müydüm? Aslında çok değil ama düşmüştüm. Yani duygudurum açısından kendimi depresyonda değil de az mutsuz,isteksiz hissediyordum. Sonra neden olduğunu anladım. İçinde alkolün ve karbonhidratın neredeyse hiç olmadığı ama fena da sonuç vermediğini gördüğüm diyetim yüzünden kötü hissediyordum. Genelde hipomanik yaşarken belki de sadece normal toplum değerlerine dönmüştüm ama bünye alışık olmayınca afallıyor insan. Tam antidepresan başlamayı düşünürken, yan etki olarak kilo da verdirdiğini bildiklerimden biri pekâla olabilirdi, eski bir psikiyatrist arkadaşımın aman sakın sen antidepresan alma, dediğini hatırlayarak diyetimde az esneme yapmanın beni daha mutlu edeceğine karar verdim. Gönül isterdi ki, eskisi koyvereyim gitsin ama verdiğim üç kiloya kıyamadım, dahasını verebilme umudumu yok sayamadım.

Sözgelimi yumurtadan nefret eden biri olarak sabah kahvaltıda sadece 1 tane haşlanmış yumurta yiyordum ve o çok severek hazırladığım nefis tostlarımdan ya da ofisin karşısındaki simitçiden aldığım patatesli börekten yaklaşık bir aydır mahrumdum. En azından her gün yumurta yemeyip haftada 3 kere filan sevdiğim gibi tost veya börek yemeğe karar verdim. Tabi bir şartla biraz daha geç yiyecek ve ara öğünü by-passlayacaktım.

Uzun zamandır en sevdiğim şeylerden biri akşam iş dönüşü eve gittikten sonra yemek hazırlarken içtiğim tek birayı ve sonrasında şarabı  da bırakmıştım. Bitki çayı, su, domates suyu gibi şekersiz bir takım başka sıvılarla yerini doldurmuştum, oyalanıyordum ama elbette hiçbiri günün yorgunluğunu atmada, soğanın daha keyifli doğranmasında çok da yardımcı olmuyordu. Sonuçta bir,üç veya daha fazlası sonuç olarak fark etmediğine göre tek birada kalmak şartıyla bu konuda da kendimi serbest bıraktım.

Yalnız dün akşam olan bir şey beni dehşete düşürdü. Defi sütle birlikte nutellalı ekmek istedi. Bir gün önce sabah abisine dişlerine tel takıldığı ve buna bağlı olarak ısırıp koparmakta güçlük çektiği için lokma lokma hazırladığım gibi olmasını istediğini de ilave etti. Sütle nutellalı lokmaları Defi’ye verdim, kavanozun içinde kalan bıçağı çıkardım ve yaladım. GAFLET!… ne kadar zaman sonra fark ettim, bilmiyorum sırtımı tezgaha yaslayıp elimde kavanoz, resmen bıçakla kaşıklıyordum. Anlatırlardı da inanmazdım. Böyle bir şey varmış yani… Hani biraz daha devam etsem kavanozun dibini görecektim. Bu yaşımda başıma ilk kez gelmesine şaşmamalı, çünkü ben tatlı sevmem. Çocuklara sürdüğümde genelde bıçağın üstünde kalanı kavonuzun kenarına sürterek sıyırır ve bıçağı bulaşıklığa atardım. Bir anlık boşluktu anlayacağınız ve cidden bu kadar abartılacak bir etkiydi. Bunun açıklaması vücudumun aşırı karbonhidrat ihtiyacı ya da bir tadın esiri olma ihtimali olabilir.

Neyse artık, daha iyi olduğuma göre üstüme sinen tembelliği de bir kenara atmanın zamanı geldi galiba. Uzun zamandır kafamda taşıdığım, girişini yazdığım ama sonunu bilemediğim için bıraktığım bir hikayeyi yeniden yazmaya koyuldum. Şimdiye kadar yazmuş olduklarım nasıl oldu, becerebildim mi henüz doğru dürüst bilemesem de bundan öncekilerde de hep başlangıcını bilip sonunu bilmeden yazmaya başladıklarım hep en içime sinen hikayeler oldu. Tarifi zor bir şey… Hani bazı yazarlar derler ya, neyin nasıl gideceğine ben değil hikayenin karakterleri karar veriyor, diye… Biliyor musunuz, gerçekten öyle acayip  bir şey var. Benim iki kere başıma geldi. Nasıl büyülü bir şey anlatmak gerçekten zor ve belki de kurmaca yazmayı bağımlılık haline çeviren en önemli etkenlerden birisi. Doğrusu bu sefer gerçekten hikayenin sonunu kendim merak ettiğim için yazar durumdayım. Okuru olacak – olmayacak, karakterler şöyle-böyle, betimlemeler yeterli – yetersiz, benzetmeler az – çok ya da hiç yok, şurası eksik, burası fazla… şu anda vız gelir, tırıs gider. Benim içimde kelebekler uçuşuyor, ben ona bakarım…

Aslında ben yine başka bir yazı, bir film üzerine, yazacaktım, bu da giriş olacaktı ama galiba duygudurumumun düzelmesine alamet, klavye ishali olmuş olabilirim. Bol gevezelik ettim, ki uzun zamandır yapmıyordum iyi geldi.

Öyle yani…

Foto: indnihan.blogspot.com

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 682 aboneye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Mayıs 2013
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  
« Nis   Haz »

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 835.094 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • INCENDIES
  • BENİM KAHVALTIMIN GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK OLSUN
  • LVIV – UMOS 6
  • KATALİN SOKAĞI / Magda SZABÓ
  • KAÇAK YOLCU VAR
  • SOMON TAVA
  • MÜSLİ KURABİYE
  • KIZARTMADAN, AZ YAĞLI KADINBUDU KÖFTE
  • SAHİLDE KAFKA /Haruki MURAKAMİ

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 618 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...