Etiketler
#direngezi, bu halk ne istiyor?, ev kadını sokaklarda, gezi parkı
İKİ AĞAÇ MIDIR?
Evet, ağaçtır!
Hayır, değildir!
Ağaçtır çünkü orası o bölgede şehrin nefes alabildiği son yerdir.
Bardağı taşıran son damladır.
Benim için mesele öyle çok şeydir ki…
Bir dudak kenarınızda hafif bir yukarı kıvrılma, gözlerde tahammül etmeye çalışan ama sabretmekte zorluk çeken ifadeyi görür gibiyim.
Ben doktorum, biliyor musunuz? Sizin kafayı taktığınız muayenehanelerden birine hiç sahip olmadım ama hastanın şiddetinden kaçıp can korkusuyla kendimi asistan odasına kilitledim. Hakarete uğradım. İster istemez kendimi korumak içgüdüsüyle bir çeşit değişim geçirdim, kendimi tanıyamaz oldum… Mutsuzdum. Canımdan, kendimden değerli değildi… Alternatifim vardı, bıraktım. Benim meselelerimden biri sevdiğim işimi insani koşullarda yapamamaktır. Benim için meselelerden biri mesleği bırakmış olmamdan öte meslek onurumun ayaklar altına alınmış olmasıdır.
Ben kadınım, biliyor musunuz? Kendi bedenimde tasarrufu olacak kadar akıl sahibiyim. Hangi niyetle ortaya attığınızı bilmediğim o kürtaj yasağına ben de karşıyım. Bu sayfalardan zamanında yazdıklarım doğru anlaşılmamış olsa da karşıyım. Özellikle de adli ve tıbbi sebeplerle doğmaması gerekenler var ya… Neye sebep, doğarsa biz bakarız diye tutturdunuz? Anlamıyorum nedendir asgari ücret aile açlık sınırının altındayken hadi 3.yü de doğur diye gazlamanız? Hangi çocuğu doğurup doğurmayacağıma biz karar veririz. Devlet olarak sizin göreviniz vatandaşa istemediği çocukla nasıl karşı karşıya kalmamalı öğretmek ve bu konuda yardımcı olmak değil mi? Her şeyden önce göreviniz vatandaşı korumanız, eğitmenizdir.
Ben anneyim, biliyor musunuz? İki çocuğum var. Onların geleceğinden sizin yüzünüzden kaygı duyuyorum. Eşimle koruyoruz onları, kollamaya çalışıyoruz ama sizin katkınızın büyük olduğu Türkiye gerçeğinden giderek izole oluyorlar. İsterdim ki, onlar da benim gibi evlerinin iki sokak ötesindeki okula gitsinler. Sınıflarında her kesimden çocuk olsun… Önce Arapça seçmeli ders oldu, sonra 4+4+4 ve serbest kıyafet… Alnımızda ne yazıyor zannediyorsunuz? Niyet nedir anlamıyor muyuz?
Benim medeni halim evli, biliyor musunuz? Eşimle geçinip gidiyoruz. Birbirimizi seçebildik biz. Evlendiğimde 25 yaşımdaydım ama bu ülkede on iki yaşında evlendirilen bir sürü – çocuk gelin var. Engel olmak için ne yaptınız? Kadınları kocaları sokak ortasında öldürdü, öldürüyor. Ne yaptınız? Onların acısını hep yüreğimizde taşıyoruz, bilesiniz.
Ben tam anlamıyla melezim, biliyor musunuz? Anne tarafım Orta-Asya’dan.. Bildiğin orta okul 2, Orta Asya’dan Türkler’in göç bilgisi… Babam Diyarbakırlı. Ne önemi var ki bunun? Benim için hiçbir zaman olmadı ama nedense farkında bile olmadığımız etnik kökenlerimizi kafamıza kazıdınız.
Ben İstanbul’da yaşıyorum ama ülkemin neresinde kimin canı yansa benim canım yanıyor biliyor musunuz? Bir de üstüne çözmeye çalışır görünüp daha da arapsaçına çevirdiğiniz güneydoğu meselesi var ya… Artık hiç ama hiç inanmıyorum size… Böyle büyük bir devletin başbakanı olup nasıl herşeyi böyle çözümsüz hale getirebildiniz, anlayamıyorum. Basit bir insanım, aklım almıyor.
Ben sizin deyiminizle ‘alkolik’mişim, bilmiyordum, sayenizde öğrendim. Arada şarap içiyorum ve sizin partinize oy vermedim, ne yapacaksınız? Kimseye zararım oldu mu? Hayır. Aşırıya kaçtım mı? Hayır. O zaman ne zaman, ne kadar içtiğimden size ne? Bundan öncesinde sizi rahatsız eden neydi, ben bir türlü bunu da anlayamadım.
Hepimiz dindar olduğunuzu başından biliyoruk, tamam.. Sonrasında kindar, hoşgörüsüz, baskıcı zihniyetinizi de öğrendik ama arkasındakileri sokağa dökmekle diğerlerini tehdit edebilecek kadar kibrinden gözü kör olmuş biri olduğunuzu da dün gördük.
Mesleğimle ilgili iki oluşum (İstanbul Tabip Odası ve Türk Nöroloji Derneği) dışında hiçbir legal, illegal örgütle bağlantım yoktur. Apolitiktim, seçimden seçime sandık zamanı şimdi kime oy vereceğim diye…
Benim meselem… aklıma geldiği kadarıyla budur…
Mesele nedir? Oyle cok boyutu varki… yazdiklarinizin hepsi dogru, ancak neler olacak? Bundan sonra? Ne gelismeler yasanacak ? Hayatlarimiza mudahaleler sonlanacak mi? Gezi deki avm/ rezidans , AKM projeleri, Taksim e cami projesi diyelim ki iptal oldu , sonra ? Orantisiz guc kullaniminda hayatlarini kaybeden genc arkadaslar unutulacak mi? Dolayisi ile umarim gercek olacak bir slogandir : diren! daha yeni basladi!
Sorularınızı döndüre döndüre fazlasıyla ben de kendime sürekli soruyorum. bu hareketin temelinde ‘umut’ var ama değil mi? Soruların da cevaplarının olumlu olacağını umut ediyorum 🙂
Simdi Gezi den dondum. 2 sinde girememistim alana biber gazindan,ezilme tehlikesi de cabasi. Yani diskalifiye olmustum. 4 unde aslinda ‘umut’ doluydum. Cuppelerimizle ‘umut ve guven’ vermistik. Bu gun 6 si: alan hincahinc dolu. Sorun bende mi acaba? 4 undeki o guzel bakisli ‘ cocuklarin’ yani basinda garip bakisli adamlar var, ikili uclu oturuyorlar, sohbet ediyorlar, hep birlikte zipliyorlar. Rizevhaberinin gelmesi ile daha da icim karardi.
Nedir bu sessizlik? İtiraf edeyim korkuyorum
Ben artık AKP nin 15 ve 16 sındaki miting kararlarından sonra daha fazla korkuyorum…
40 yaşındaki *bir* adam 9 yaşındaki bir kız çocuğu karı olarak alırsa ,din kabullendirmek için savaşlar yapılırsa bir dünyada ,dini politikaya sokulursa bu memlekette olacağı budur ve bence çok geç uyandık,çok geç………..
Geç kalmak konusunda haklısınız. 4+4+4 te olmalıydı bunlar… neyse zararın neresinden dönülse kârdır…
Selgin Hanım ne kadar güzel ifade etmişsiniz. Yüreğinize, dilinize sağlık.
Teşekkürler benden… Birilerine aracı olabildimse ne mutlu…
olaylar sanki adam ılımlı olsun kafamıza konsun boyutuna geldi, sevdim yazını diyecektim layk ettim yani:)
Aslında çoğunluk sanki böyle diyor, az bir çeki düzen ver kendine, şuuruna kavuş, devam et. Sonra seçimde görürüz ne olacağını… Belki de bunu yapsa yine alacak, bu sefer direnenlerin de bir kısmının oyunu alacak hatta ama yok, olacak gibi değil…
Insan olarak kimsenin gunahini almak istemiyorum, ama Carsi sozcusunun bir ‘ seyyar satici’ tarafindan dun gece bicaklanmasi nedir? Elbet bazen olaylarin cok cok basit aciklamasi oluyor ama, galiba ben cok fazla gun tukettim omrumden ve yasadiklarim ‘ deney’ adi altinda, ‘ sen bunu birebir yasadin daha once ‘ adi altinda onume gene ve gene ve gene cikiyor.
Sorun su ki, engel olabilmenin olanagi yok : tarih illa ki tekerrurden ibaret.
Ama keske bu bicaklanma sadece basit bir ‘ halkimizin derhal bicaga sarilma gelenegi ‘ olmus olsa. Buna bile raziyim.
Valla… ne diyeyim… sizin kuşak çok şey gördü. Bu bizim için bir ilk. Hep duyardık, şimdi yaşıyoruz. Umarım çocuklarımız yaşamaz…