Tags

, , , , , ,


Aşık olmak nasıldı? Benim için üzerinden uzun zaman geçti. On beş yıl geride kaldı. Hafızayı tazelemeli.

Acayip tarifsiz bir duyguydu. Nereye gideceği belli olmayan bir nehirde kendini akıntıya bırakmaktı. Onun dışında kalan her şeyi unutmaktı. Güzeldi, çook güzel…

BB ile bu akşam balkondaydık, bizden başka birçok kişi Taksim’deydi. Ben sürekli ona #direngezi ile bir şeyler anlatıyordum, onu gördün mü, bunu dinledin mi?… diye soruyordum. En kötü ihtimalle -1 deydi, -2 de değildi. Ben kendimi kaptırmış gidiyormuşum, öyle dedi.

Sonra tweetlerde yukarıdaki başlığı gördüm. Birçoğumuz için tam da buydu. Aşık olmuştuk. Tastamam öyle olmuştu. Hepimizin içinde uzun zamandır eksik olan coşkuyu önce Gezi Parkı, sonra ÇARŞI ve bundan iki hafta önce varlığından haberimizin olmadığı RedHack ve Halk TV bize verdi.

Bu aşk değil de neydi? Günlerdir uykusuz ve sefil dolaşıyorduk, Gezi’dekiler hippi modunda bileklik örüyor, takas ekonomisi ile hayatı devam ettiriyorlar, Fenerliler,Beşiktaşlılar Galatasaraylılarla birlikte Akaretler’den yukarı Taksim’e yürüyorlardı.  Sonuçta bir şekilde yaşamı daha onurlu sürdürmek için çabalamak en büyük kıvançtı.

Aşklar nefretle başlar… diye bir klişe bir söylem vardır, bilirsiniz. Bu aslında nefrete karşı tepkiyle başlamış bir aşk ve sanırım nefreti sevgi, hoşgörü ve beraberlik hali ile yok etme ihtimali bu aşkı güçlü kılıyor.

Şimdi eşitlendik… Dağınıktık, fiziken ve/veya beyin olarak beraberiz.

Elbette mahallenin ağır abileri yol kesecek, tesbih şaklatacak ve bu aşka mani olmaya çalışacaklar. Nafile… Biz dimdik duracak ve aşkımıza sahip çıkacağız.

Gördüğüm o ki, bu aşk çoktan sevgi ve saygıya evrilmeye başladı. Bundan sonrası kısmetse bir yastıkta kocamak…