Etiketler

, ,


Herhalde içimizde Ramazan pidesini sevmeyen yoktur. Ben genelde ertesi gün tost makinasında ısıtılmış pideyi ilk günkü halinden biraz daha fazla severim. Bizim Kem de pideyi çok sever. Ben çocukken Ramazan yine yazdaydı, akşamüstü güneş batmaya yakın elimize iki yumurta tutuşturulur, fırına pide kuyduruğuna yollanırdık. Genelde boy boy çocuklardan oluşan kuyruğa pidelerin çıkma vaktine yakın görece daha büyükleri veya gerçekten büyükler, ufakların elleri yanacağı için  sıcak pideleri almak üzere katılırlardı.

Bazılarımızın artık yakınında yöresinde fırın bile yok. Evlerde marketlerden alınan poşetli, dayanıklı ekmekler yeniyor.

Kem’in ve bizim pideye dair sevimsiz bir anımız  var. Bundan birkaç yıl önce, daha okula gidiyor muydu şimdi anımsayamadım, bir gün eve ağlayarak geldi. Sitenin bahçesinde diğer çocuklarla oynarlarken apartman görevlisinin pide almaya gittiğini görmüşler, o da bizim de pide alacağımızı söylemiş. İşte ne olduysa o zaman olmuş. Gözyaşları arasında pide yemek istediğini ama çocukların ona bizim pide alamayacağımızı söylediklerini anlattı. Alırız, dedim, niye almayalım ki? Çocuklar, dedi, biz oruç tutmadığımız için pide de yiyemeyeceğimizi söylüyorlar. Ah, içim nasıl kabardı, anlatamam. Ağlamamasını, apartman görevlimizden pide isteyeceğimi, olmadı fırına gidip alacağımı söyledim. Pide gelince de Kem, mutlu mutlu yedi.

Çocuklar bazen gerçekten de çok acımasız olabiliyorlar.

Bu tatsız anıdan sonra güzel bir şeyler anlatayım. Sevgili KakaraKikiri’nin doğumgünümde bana aldığı hediyeden bahsedeyim mesela. Bir ekmek kitabı.  Binnur Akhun Önen farklı, değişik tarifleri çok anlaşılır bir dil ile anlatımış ve ölçüler de benim yaptığımın aksine kapla vermiş. Kitabı elime alıp ilk karıştırdığımda pide tarifini görünce pek bir sevindim.

ekmek kitabıAz bekleyeyim, Ramazan da hazır yaklaştı, o zaman yaparsam daha anlamlı olur, diye düşündüm. Ben yapana kadar Leylak Dalı ve Lale pidelerini yaptılar. Resmen geride kaldım.

Bugün size yaptığım üçüncü pideyi anlatacağım. Her seferinde biraz daha iyi oldu. Ancak şunu hemen belirtmeliyim, benim pidelerim çarşı fırınından alınanlara benzemiyor, daha tok bir pide.

Kitaptaki tarifi birebir uygulamadığımı tahmin edersiniz, ben her zaman olduğu gibi değiştirdim. Şöyle ki;

PİDEÖnce yaş maya edinmelisiniz. Şimdiye kadar ekmek tariflerinde hep aktif kuru maya kullanıyordum. Yaş maya her markette bulunmayabilir, BİM’de var olduğunu biliyordum, böylelikle yıllardır girmediğim BİM’den de alış-veriş yapmış oldum. 1/3 paket yaş mayayı 240 cc ılık su ve 1 tatlı kaşığı toz şekerle çatal kullanıp ezerek erittim. Buna 2 çorba kaşığı zeytinyağı, 400 gr un, 1 ½ tatlı kaşığı tuz ilave edip yoğurdum. Hamur kabımı pir poşete geçirip ağzını bağladım ve güneş alan bir yere koydum. Saatte bir tekrar yoğurarak 3 saat mayalandırdım. Tepsimi 1 çorba kaçığı zeytinyağı ile yağlayıp, üstüne un serpeledim. Hamurumu kaptan aldım, tepsinin tabanına bastırarak iyice yaydım. Spatula kenarı ile dilimleri çizdim ve bir kapta çırptığım 1 yumurta, 1 çorba kaşığı su ve 1 tatlı kaşığı zeytiyağını pidenin üstüne sürdüm, sonra da susam döktüm.  Fırında üstü iyice kızarana kadar pişirdim.

Afiyet olsun…