Aylar önce bir okuma listesi hazırlamıştım kendime. Sırf bir kitap bitince acaba şimdi ne okusam sancıları çekmemek için. Bazen öyle oluyor. Bugünlerde ise kafamda okumak istediğim öyle çok kitap var ki, hangisi öncelikli olmalı bu da bir kararsızlık sebebi.
Bu aralar aklımda daha çok klasikler var. Çağdaş Dünya Edebiyatı’ndan da bir sürü kitap beklemede ve her zaman olduğu gibi Türk yazarlardan bende pek bir şey yok. Şebnem İşigüzel’in Venüs’ü aklımda ama. Bu Türk yazar okuyamama halim yakında başlayacağımız bir proje sayesinde biraz düzelecek umarım.
Kitaplardan bahsederken aklıma yakın zamanda seyrettiğim ve çok keyif aldığım bir film geldi. Dans la Mansion. Bir lise öğrencisinin edebiyat öğretmeni rehberliğinde yazmakta olduğu roman içinde ilerleyişi anlatılıyor. “Katalog yazarı” tanımını çok beğendim.
Bu arada bayram tatilinde uzun zamandır yapmadığımız bir şey yapıp sinemaya gittik. Gişede fark ettik ki biz neredeyse sadece Woddy Allen filmlerini seyretmek için sinemaya gidiyoruz. Bildiniz, Blue Jasmine’i seyrettik ve her Woddy Allen filmi gibi bunu da çok sevdim, beğendim. Cate Blanchett’in oyunculuğuna Queen Elisabeth’ten beri hayranım, hayranlığım biraz daha katmerlendi.
Okuma listesi ile başladım ve konuyu biraz dağıttım galiba.
Ramazan Bayramı tatilinde Oyun Dürtüsü’nü (Juli Zeh) okumuştum. Kitapta önemli ölçüde üç klasiğe göndermeler vardı. Bunların başında Niteliksiz Adam (Robert Musil) vardı. Diğerleri de Ada ya da Arzu (Nobokov), Gecenin Sonuna Yolculuk (Louis Ferdinand Celiné).
1) Gecenin Sonuna Yolculuk’la servüne başladım, ağır ağır tadını çıkartarak devam ediyorum.
2) Ada ya da Arzu ikincisi olacak
3) Benden Önce Bir Başkası / Nurdan Gürbilek nicedir aklımda
4) Ivan Gonçarov’dan Oblomov okumak istiyorum. Bu da bir gün aniden aklıma düşüverdi
5) Keyif Evi / Edith Wharton nicedir, İki Kız Kardeş’ten beridir aklımda
Bu beş kitap temel liste olsun. Niteliksiz Adam da buna eklensin ama ona karşı henüz bir şeyler yok içimde, demek ki zamanı var. Bu beşin aralarına arada başka bir şeyler attırmak lazım ki, klasikler basmasın. Alessandro Baricco belki, Amos Oz, Olaf Olafsson mesela…
Öyle yani…
Oluşturduğum okuma listesi içinden çıkılmaz hale gelince akışa bıraktım.
Keyif Evi; Jane Austen kitapları tadındadır…Sanırım filmi de var,benim stokta olmalı bi bakayım.
Tembellik bir haktır der ya Oblomov aynı o moddayım, bir kez daha okumak istiyorum hatta…
Belki de Oblomov’u yukarı çekmeli..
ben oblomovdan çok oblomovluk nedir kitabını yukarı çekmiş moddayım..
Ada ya da Arzu’nun çevirmeni Yiğit Yavuz olanını al, kendisi arkadaşım olup klas bir Nobokov çevirmenidir. Sadece ben değil herkes bunu teslim etmiştir. Gerçi ben Nobokov’dan Lolita dışında okumadım, o da eskidendi. Şimdi baktım da Ada ya da Arzu’yu Fatih Özgüven çevirmiş ne yazık ki, demek Yiğit başlamadan önce çevrildi bu eserler. Yazdıkların içinde en son Keyif Evi’ni okudum. Klasik bir viktoria çağı romanı tadı bıraktı damağımda, genç kızlığıma döndüm (iki kız kardeşi’i de okumuştum). Niteliksiz adam’ı okuyalı 8-10 yıl olmuştur, çok okuyan ve not almadan okuyanların kaderi olarak yine hafıza derinliklerine gömüldü çoğu ayrıntılar. Oblomov’u ise okudum mu yoksa yeni yetmeliğimde radyoda yayınlanan bir tefrika halinde dinledim mi net hatırlayamıyorum ama çok keyifli olduğu aklımda. Ben de Celine okumak için uygun anın gelmesini bekliyorum. Diyorum ya ömür biter kitaplar bitmez. Ev ödevimi okudum. Bugün yazımı hazırlayıp yollayım mı sana, yoksa senin okumanı bekleyim mi? Okunabilir, bazı öyküler güzel ama ah bir Murat Uğurlu daha okusam diyeceğimi sanmıyorum. Ben de senin final sözcüklerinle bitireyim: Öyle işte 🙂
Evet belki de Viktorya dönemi okuyasım var, bu çağdan sıkıldım.
Yiğit Yavuz’dan da başka bir şeyler okuruzbe Leylek’ım. Fatih Özgüven de kötü değildir hani.
Celiné in değişik bir tadı var. Doktro olması da bana ayrıca keyfi veriyor.
Ben daha ev ödevimi yapmadım. Hatta oturup size bir şeyler göndermeliyim. İstersen sen yolla. Okumadan açmam.
Oh ne güzel, yeni listen hayırlı olsun. Ben de bu ay için gönlümü çelecek okumadığım yabancı yazarlara bakınıyorum. Sondaki üç isim ilgimi çekti. Baricco’yu yazmıştın hatırlıyorum. Teşekkürler. Paylaşmaya devam..
Bende öyle isimler varki… Hiç adını duymadıklarımı okumak istiyorum hatta… Baricco ayrı ama. Mr. Gwyn i bence en kısa zamanda okumalısın. Bir de Sevdiklerim / Siri Hustvedt. Kesin çok seversin. NAdir Kitap’tan bulabilirsin. İyi okumalar…
Ay evet Selgin, Siri! Birtanesin, sağol! 🙂
Ben bir kitabı bitirince hangi kitaba başlıyayım diye o kadar çok düşünüyorum ki bir de okuma listesi yapmaya kalksam ne olur acaba 🙂
Türk yazar niye okuyamıyorsun, yani özel bir sebebi var mı, ben de çeviri kitap çok az okurum kötü çeviri beni deli eder, birkaç çevirmen var güvendiğim, o isimleri görürsem alıyorum, zaten bazen Türkçe kitap İngilizcesinden daha pahalı oluyor, bu da işi kolaylaştırıyor 🙂
Çeviriler korkunç olmadığı sürece ben idare ediyorum.
Türk Yazar okuyamıyorum çünkü edebi açıdan birçoğu yetersiz Türk yazarlar biraz daha piyasa işine eğilimli geliyorlar bana. Hele imgelem dolu yazmaya, kendinin ne kadar zeki olduğunu anlatmaya kalkanlara hiç tahammülüm yok. Düşünüyorum, düşünüyorum… son zamanlardan hiç isim gelmiyor aklıma. Kendim de yazma heveslisiyim ve bu da kötü bir tutum benim için ama elimde değil. Okuduklarım beni beslesin istiyorum, sadece bu. O y
zden Çağdaş Dünya Edebiyatı bana iyi geliyor. Özellikle pek de bilinmedik yazarların kitaplarının kapaklarını kaldırmak heyecan verici. Baricco her seferinde müthiş. Murakami zaten başımın tacı (Nobel’i de kaçırdı) ve daha birçoğu var. Bulursan filmi (dans la mansion) seyret. Ben çok keyifle izledim. Sevgiler…
oblomov’u görünce yazmadan duramadım, benim listemde bulunuyor, 4. sırada.
Hep birlikte eş zamanlı mı okusak, ne yapsak? Ben bu listeyi araya alacaklarımla en erken altı ayda bitirirm herhalde 🙂
benim vaktim olsa bugün okurdum, valla bilemiyorum 6 ay sonra beraber başlayabiliriz 😀
elimde ödevimiz var..
bir yandan le Guini okumaya devam ediyorum.. arada patricia cornwell başlamıştım ona mola verdim..
sırada celine var..
nette alice munro okuyorum..
ama listede..
ve bekleyenler arasında..
liste yapamıyorum..
hakan günsayı bekliyorum deli gibi sanırım çıktığı an listede bir numara olacak..
ve ilk gittiğimde.. kitabevine.. venus de alınacak..
o arada.. ahmet ümite de bir şans daha versem mi diyorum.. beyoğlunun en güzel abisine..
sultanı öldürmeyi hiç sevmemiştim.. ama ondan önce sevdiğim eserleri olmuştu da..
tezer-leyla erbil yazışmaları var.. üff…
rasgele diyorum şimdilik..
=)
Hiç Hakan Günday okumadım. Kinyas ve Kayra evde duruyor. Bir cesaret gerek.
Ahmet Ümit’ten Bab-Esrar’dan sonra vazgeçtim.
Venüs’ü ben de merak ediyorum. Şebnem de hiç okumadım.
HEpimize kolay gele…
hayır hayır .. az ile başlaman gerek eski kitaplarından sonra.. tam olgunlıuk çağı eseri o.. kinyas kayra her ne kadar çok ses getirmiş olsa da ilk roman.. bence .. az dan başlamalısın =)..
Daha dan başlasam? Sonra da tersine gitsem diyorum. Öneri için teşekkürler…