Akli denge raporu diye bir şey var, bilenler az sabır bilmeyenler için biraz konuyu açayım.
Yurdum insanı 65 yaşını doldurup 66’dan gün almaya başladığında eğer resmi bir işlemde taraf olacak, bir evrağa imza atacaksa bu raporu almadığı takdirde yaptığı akit geçersiz kabul edilir. Örnek verecek olursam, 67 yaşındaki Hikmet Amca evini satıp kredi kartı batağına saplanmış oğlunun borçlarını mı temizleyecek ya da Hayriye Nine, işten çıkarılan kızına küçük bir bijuteri dükkânı açmak için memlekette kalan çorak toprağı elden mi çıkaracak tapuda işlemin yapılabilmesi için o gün alınmış akli denge raporu isterler Hikmet Amca, Hayriye Nine’den. Bugün alınan rapor ertesi gün geçersizdir. Raporu nörolog ya da psikiyatristler standart bir prosedürü izleyerek, özünde hastaya bir takım sorular yönelterek verirler. Muayenenin önemli kısımlarından birisi muhakeme değerlendirmesidir. Her eğitim seviyesi için cevabı değişmeyecek toplum ahlak değerlerine uygun sorular tercih edilir. Bunlardan birisi, “Yerde, bir posta kutusunun önünde, üstüne gideceği adres yazılı, pulu yapıştırılmış bir zarf buldunuz. Ne yaparsınız?” sorusudur. Verilmesi gereken ideal cevap “Alır, posta kutusuna atarım,” olmalıdır. Hastanın açıp okuyacağını söylemesi muhakemesinde kusur olduğunu gösterir. Sonuçta zarfın içinde ne olduğu gönderen ve alıcıdan başka kimseyi ilgilendirmez.
Benzer şekilde, bir evin dört duvarı içinde olanlar da öyle…
Son günleri Hollywood filmi olarak kurgulamaya çalışıyorum. Kesin maharetli birisinin elinde bu malzemeden iyi bir absürd komedi çıkar. Düşünsenize bir tarafta 18 yaşını doldurmuş, reşit insanların potansiyel seks yapabilme ihtimallerinden ötürü nikahsız aynı çatı olmaları düşüncesine katlanılamazken diğer tarafta tecavüzcüler suçsuz bulunup salıveriliyor ya da on iki yaşında genç kız, kendi rızası dışında tam anlamıyla satılmak suretiyle 50 yaşında bir adamla evlendirilip resmi onay altında seks yapmaya zorlanıyor, hamile kadın bazılarına onun bir cana can verdiğini düşündürmüyor da partneri ile girdiği cinsel ilişkiyi aklına getiriyor. Yok vazgeçtim, bu film tarz olarak absürd komediden direkt pornoya dönüşebilir… konu potansiyel olarak buna müsait.
Seks insanoğlunun en ilkel ihtiyaçlarından birisidir ve temelde üreme içgüdüsü yatar. Benzer içgüdüyle yaşamımızı sürdürmek için besleniriz. Birkaç gündür aklımızda fikrimizde seksle oturur kalkar olduk. Yani, ilkellik seviyemiz eğer bir zaman yükselmişse de bugünlerde bayağı bir düşüşte. Toplum olarak libido patlaması yaşanmasından cidden korkuyorum.
Aslında ne diyordum, ha akli denge raporu… meslektaşlarıma öneri bence muhakemeyi böyle basit örneklerle sorgularken çeşitlendirmekte fayda var ama hangi soruya verilecek hangi cevap muhafazakar demokratik yapıya uygun olur, uyarsa size uyar mı bilemiyorum.
Valla kafam çorba gibi oldu. Bu ne ya?!? Yılar evvel Salak ile Avanak’ı seyrettiğimde benzer şekilde hissetmiştim. Hafiften bir bulantı, arada hayatta gülmeyeceğim şeylere kahkaha atmalar aynı anda koşarak gitmek istemek…
Öyle yani…