Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Daily Archives: 13 Aralık 2013

ÇAĞRIŞIMLAR

13 Cuma Ara 2013

Posted by Selgin BİBER in İşte Öyle Bir Yazı

≈ 4 Yorum

Etiketler

lahana, süt, Türk adalet bakanı, tevazu sen her şeysin, İsviçre deniz bakanı, İsviçre peyniri

çağrışım2

Geçtiğimiz günlerde İsviçre, Cenevre’deydim. Cenevre’ye ikinci gidişim ve Avrupa’da yaşabileceğimi düşündüğüm yegane şehir. Bunun altındaki temel sebep birçok büyük uluslararası organizasyonun merkezinin Cenevre’de olması ve buna bağlı olarak da birçok milletten insanın şehirde yaşaması. Yani, arada kaynayıp gitmek kolay. Norveç’teki  kadar olmasa da oldukça pahalık tek sorun olabilir. Bir de peynirler var tabi… Peynir delisi için cennet gibi bir yer.

Dün sabah kahvaltıda Kem dedi ki, “Anne biliyor musun?”  “Neyi?”

Bir Türk bakan İsviçre’de bir davete katılmış. İsviçreli bir bakan bir başka bizim bakana tanıştırmış.

– İsviçre deniz bakanı…

– Hı?! Nasıl olur? İsviçre’de deniz mi var ki, bakanı olsun?

– Sizde de adalet bakanı var…

– ?!?!?

Kem’in anlattığı bu  gerçek olduğu şüpheli ama güzel anekdot bana iki olayı çağrıştırdı.

Birincisi, üniversitedeyken yazın bir ayımı İsviçre’de geçirdiğim döneme aitti. Bir dağ kasabasındaydık, ayrılmadan bir hafta önce organizasyonun Zürih’teki iki gönüllü çalışanı bizi ziyarete geldi. Görece ev sahibiydik. Kasabanın sokakalarında dolaşarak onlara etrafı gezdiriyorduk. İçinden 500 m. lik bir caddenin geçtiği küçük bir kasabaydı. Nehir kenarındaki piknik alanıne doğru gidiyorduk. Küçük bir restoranın girişinde orta yaş üstü iki kadın ve iki erkek gördük. Sıradan Avrupalı, gündelik kıyafetlerle hafta sonu gezmesine çıkmış iki çift restoran girişinde menüye bakıyor, biri elinde hesap makinesi ile yemeyi planladıklarının hesabını yapıyordu. Yanlarından yürüyüp geçtik. Onları arkada bırakıp sokağın köşesinden dönerken Zürihli arkadaşımız “Onlardan biri başbakan yardımcısıydı,” dedi. Peter, birlikte staj yaptığım Danimarkalı, gayet olağan karşıladı. Bense direkt dalga geçtiğini düşündüm. “Benzetmişsindir,” dedim. “Eminim, çünkü birkaç hafta önce biz öğrenci  temsilcilerini  makamında  kabul etmişti,” dedi. İçim ezildi. Tevazuya hayran kaldım. Kendi ülkemde olası manzarayı düşündüm, yaşanabilecek kaosu… bir de üniversite öğrencisi olarak değil başbakan yardımcısı, rektörün ne kadar ulaşılması güç kişi olduğunu…

Yıllar geçti ve şu anki işimde çalışmaya başladım. Çok uluslu şirketin Danimarka’daki genel merkezine oryantasyon eğitimi için gitmiştik. Öğlen devasa kantinde yemek alırken kocaman süt tanklarını, üstüne hemen herkesin bardağını kola, gazoz yerine sütle doldurduğunu görünce açıkcası garipsedim. Mesela haşlanmış lahana ve süt, kabul edin çok da parlak bir fikir gibi gelmiyor. Tepsimi alıp bize ayrılan bölümde boş bir yere oturdum. Bir taraftan yemek yiyor bir taraftan da sohbet ediyorduk. Bir ara dayanamadım, Danlar’dan birine öğlen yemeğinde erişkin insanların süt içmesinin tuhaf geldiğini söyledim. Baktı, güldü. “Bence siz daha garipsiniz, yoğurda su ve tuz katıp içecek diye içiyorsunuz. Denedim, çok kötü değil ama başarılı bir fikir de değil. Yoğurt kaşıkla yenen bir şeydir,” dedi. Yani… doğru, onun bakış açısından bakınca haksız sayılmazdı. Bu diyalog şimdi geçse ve ben üstüne ayranın başbakan tarafından milli içecek olarak tescillenmiş olduğunu söylesem, merak ediyorum, ne düşünürdü, ağız dolusu kahkahalarla güler miydi? Muhtemelen.

O zamanlar Defi bir buçuk yaşındaydı. Biberonla fazla oyalanmadı ve direkt bardağa geçti ve kızımın en sevdiği şeylerden biri ana yemeklerde bile süt içmek. Lahanalı olmasa bile bezelye, pilav ve süt gibi kombinasyonlar bizim evin olağan görüntüsü artık. Büyüdükler hiçbir şeyi kınama başına gelir derler ya… ben değiştiriyorum, hiçbir şeyi garipsememek lazım, başa geliyor, biliyorum.

Öyle yani…

foto: selimtuncerblogspot.com

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 683 takipçiye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Aralık 2013
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  
« Kas   Oca »

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası
  • BELGRAD – UMOS 2

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 828.438 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • CAVA CODORNíU - BARCELONA
  • INCENDIES
  • VEDAT MİLOR, ÇİBÖREK ve SONRASI
  • BERGAMUTLU PİLAV VE KUZU FIRIN
  • ETLİ EKMEK
  • TİRZA / Arnon GRUNBERG
  • SINGAPORE SLING / Klasik Kokteyller VIII
  • FIRINDA PATLICAN KEBABI

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 683 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...