Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Daily Archives: 27 Şubat 2014

GECEYE YÜRÜMEK / Olaf OLAFFSON

27 Perşembe Şub 2014

Posted by Selgin BİBER in Bir Kitap Hakkında

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Gitmek mi daha zor kalmak mı?, mektuplar, off hayat!..., ruh huzursuzluğu, uşak

 20140216_173340[1]Bazen hayat kişiye uymaz, büyük ya da küçük gelir. Nadiren üstüne biçilmiş, iyi usta terzinin elinden çıkmış gibi cuk oturur.

Hayat giysisi küçükse omuzlar öne düşürülür, birbirlerine yaklaştırılır, kambur çıkar, baş aşağıya doğru istemsiz de olsa çekilir, tam karşıya bakmak artık pek de mümkün değildir, kaş kavsi görme alanına girdiğinden alttan yukarı doğru bakmak zorunlu olur. İleri doğru hamle yapmak güçtür, adımlar tereddütlüdür.

Tam tersinde daha rahat bir durum olmaz. Hayat sanki sürekli omuzlardan aşağı kayar gider gibidir. İstemsiz olarak, omuzlar hayatı tutmak istercesine aralıklı kalkar, onun bu hareketine bu sefer kollar da eşlik eder, dirsekten hafif öne ve yukarı doğru kıvrılır. Yürürken adımlar geniş ve güvensiz atılır. Uzaktan bakıldığında heybetli biri geliyor gibi görünse de gelen en ufak engelde yere kapaklanabilir.

Bir zaman sonra her iki şekilde de durum yadsınabilir ve kabullenişe bağlı olarak görece bir mutluluk mümkün olur. Diğer taraftan dar giysi kabullenilmez ve yırtılıp içinden çıkmak ya da bol giysi sıyrılıp atılmak istenebilir. Cesarete tabidir.

İzlandalı Christian Benediktsson genç bir garsonken bir tüccarın kızı olan Elisabeth  ile tanışır, kısa zamanda evlenirler. Kristjan kayınpederinin kötüye gitmekte olan işlerini devralır, durumu düzeltir. Karısıyla birbirlerini çok seviyor olmalarına, üstüne dört çocuklarının doğmasına karşın daha en başında birlikte yok saymaya çalıştıkları aralarındaki o boşluk Hristjan’ın bi iş adamı olarak kendini ispat etmesine karşın bir türlü kapanmaz. Kristjan’ın içinde hep bir gitmek arzusu vardır. Başta bunu ticari gereksinimlerden ötürü İzlanda’dan Amerika’ya yaptığı seyahatlerle gidermeye çalışır. Birinci Dünya Savaşı zamanında Avrupa’da ticaret durunca bu seyahatler en az üç ay sürer. Bir seferinde Kristjan Amerika’ya gider ama evine geri dönmez. Kendince önemli bir sebebi vardır. Sonunda Hollywood yıldızı sevgilisi olan Amerikalı medya patronu Hearst’ün uşağı olarak yaşamaya başladıktan sonra Kristjan’ın ruhu kısmen de olsa huzur bulur. Artık olması gerektiği gibidir, bir uşaktır ama mükemmel bir uşaktır söz konusu olan. Bu dünyada hiçbir ruhun yaşayan bir canlı olarak hayatını sürdüğü süre içinde kesintisiz huzura layık olmadığını sanırım takdir edersiniz… Kristjan her ne kadar karısını ve çocuklarını yıllar önce bambaşka bir hayatın içinde bırakmış olmasına karşın duyduğu suçluluk yüzünden unutamaz ve karısı Elizabet’e hiç göndermediği mektuplar yazar ve bunları bir ayakkabı kutusunda biriktirr. Günleri tekdüze devam ederken beklenmedik bir olay Kristjan için bir kere daha yola düşmeyi zorunlu kılar.

Gitmekle derdi olan iki adama dair üstüste iki kitap okudum. Biri Dünya Ağrısı’nın Mürşit’i idi, diğeri ise Kristjan, yani Christian… ikisi biraraya gelsinler çok isterdim.

Olaf Olafsson tesadüfen denk geldiğim yazarlardan birisi ama bir yerlerden mutlaka bir aşinalığım olmalı… Geceye Yürümek’e dair mutlaka belirtmem gerekn bir şey var. Anlatıcı sabit değil, yani klasik bildiğimiz üçüncü tekil veya birinci tekil anlatıcı yok, hatta son zamanlarda örneğine daha sık rastlamaya başladığımız ikinci tekil kişi de değil. Üçüncü ve birincil tekil kişiler hikayeyi anlatıyorlar ve yazar bunu öyle güzel yapış ki geçişlerde okur hiçbir aksaklık hissetmiyor ya da tökezlemiyor. Böyle olunca, hikaye farklı ağızlardan anlatıldığında tekdüze olma ihtimali varsa da ortadan kalkıyor ve zenginleşiyor. Üstüme vazife değil ancak bir öneri olarak kabul edilirse “yaratıcı okumak” derslerinde mutlaka yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum. O hepimizin sevdiği klasiklerin tadını taşıyor olması da önemli bir ayrıntı. Keşke diğer kitapları da Restoration, Absolution ve The Journey Home da dilimize çevrilse ve okusak.

Öyle yani…

 

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 682 aboneye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Şubat 2014
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
2425262728  
« Oca   Mar »

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 836.188 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • BENİM KAHVALTIMIN GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK OLSUN
  • İKLİMLER / André MAUROIS
  • VEDAT MİLOR, ÇİBÖREK ve SONRASI
  • UYANIKKEN KABUS GÖRMEK
  • KIZARTMADAN, AZ YAĞLI KADINBUDU KÖFTE
  • INCENDIES
  • CAVA CODORNíU - BARCELONA
  • EKONOMİNİN KISA TARİHİ -Niall KISHTAINY (okuma notları)
  • GEBER ANNE ! / Sezgin KAYMAZ

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 618 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...