Yakın zamanda kitaplar için bir ev yapma girişimimden bahsetmiştim. Elbette ki o ev sadece kitapların olmayacak. Ev aynı zamanda içinde bulunduğu kompleksin sosyal tesislerinden ve özellikle de yazın havuzundan faydanılmak için kullanılacak.
Hal böyle olunca, neredeyse sıfırdan bir ev kuruyoruz. Bugün de artık onu içinde yaşanılabilir duruma getirmek üzere son dokunuşlar için annemle oraya gitmeyi planladık. Kızkardeşim bize bir jest yaptı ve bizim Defi’ye bakmayı önerdi. Böylelikle biz iş yaparken ayak altında dolanmayacak ve kuzeni Zeyno ile havuzda güneşli Haziran günün tadını çıkaracaktı.
Sabah kahvaltıdan sonra annemi aldım, Defi’yi teyzesine bıraktım. Annem giderken, dönüşte babama uğrar mıyız, diye sordu. Tabii dedim, babama ve dedeme uğrardık.
Annemle eve gidince iş bölümü yaptık. Bir saat sonra Sesil, kardeşim aradı. Her şey güzeldi. Kızların keyfi yerindeydi. Arkasından BB aradı. Ameliyata gitmesi gerekiyordu, Kem’i antrenmandan almak için erken dönebilir miydim? Başka uygun zaman olmadığını bu evin bugün bitirilmesi gerektiğini, Kem’in tek başına eve dönebilecek kadar büyüdüğünü söyledim. BB, çaresiz kabul etti. Sonra yeniden aradı, Kem’in bir arkadaşı ve annesi ile eve döneceğini söyledi. Biz annemle kaldığımız yerden devam ettik. Baktım, yine Sesil arıyor. Sesi olabildiğince kontrollüydü. Defi’nin havuzda bir kaza geçirdiğini söylüyordu. Telaş etmeme gerek yoktu. BB ile konuşmuştu, hastaneye gidiyorlardı. BB yi aradım hemen, ben yıkandım, dedi, ameliyata girmek üzereydi.
Annemle elimizde ne iş varsa bıraktık, yola koyulduk. Hastaneye vardığımızda ne Sesil, ne Murat, ne de BB’nin telefonuna ulaşılamıyordu. Acil’de nereye gideceğimi bilemedim. Ne kadar insan doktor olsa da hasta yakını olduğunda hiçbir şey fark etmiyor, direkt şaşkına bağlanıyor insan. BB’nin çalıştığı servise gittiğimizde Sesil aradı. Defi’nin çenesindeki kesik dikilmişti, Acil’in kapısının önündeydiler. Şükür ki Defi, bu kazayı de beş dikişle atlatmıştı.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada “doktor çocuklarının hayatının 23 gerçeği” gibi bir liste dolaşıyordu. Defi de sanırım buna bir madde daha ekledi. Baba kız Babalar Günü’nde aynı ameliyathanedeydiler ama babası çenesi dikilirken elini tutmuyor başka bir çocuğu ameliyat ediyordu.
Babama ve dedeme o telaş içinde gidemedik. Yakın zamanda telafi edeceğiz.
Öyle yani…
Ay geçmiş olsun, telefonla konuşurken bu olay olmuş muydu? Kıyamam yahu biz de nelerden bahsettik. Öperim Defi’yi çenesinden…
ben evde babalari yokken dusmeyi yasaklamistim.. =) defiye gecmis olsun.. sana da icin nasil daralmistir.. ev biter.. cocuks saglikli olsun yeter.. operim hepsinizi
Çok çok geçmiş olsun. Benim büyük kızım Defi’nin yaşındayken üst dudağına 9 dikiş atılmıştı, çabuk toparlıyor körpe yavrular. Senin telâş ve endişeni hissetmekle birlikte, lokumun ne kadar korkmuş olduğu içimi cızlattı. Allah korusun hepinizi
Geçmiş olsun ,üzüldüm Defne ‘nin acı çekmiş olmasına.. .Dilerim başka kazalardan korunsun.Doktor ve öğretmenlerde böyle ;biz başkalarının çocuklarına ,başkaları bizim çocuklarımızla böyle gizli ya da açık bir dayanışma var başka mesleklerde bu denli kutsal olmayan…Sevgiler.
Çok geçmiş olsun:(
Çok geçmiş olsun.
Cok cok gecmis olsun. Ucuz atlatilmis .. Ammannn… Hayat zor, anne olmak pek zor. Bu gece artik hep birlikte uyuyun.:)
Çok geçmiş olsun.
Hepinize tüm iyi dilekler, geçmiş olsunlar için teşekkürler…
Çok geçmiş olsun, nasıl da telaşlanmışsınızdır, neyse ki büyük bir kaza değil. Ben de hekimim, 14 yaşındaki kızım 2 hafta önce ata binerken elini kırdı. Aklımdan tek geçen düşünce “kırılan eli olsun, Allah daha büyük dert vermesin” idi. Hastanedeki hasta çocukları gördükçe içim gidiyor, ufak tefek kazalar korkutmuyor o yüzden. Siz de içinizi ferah tutun, tekrar geçmiş olsun.