Bir süredir okumalarımı çok azalttım. Günlük hayatımızın iyice çığrından çıkmış olmasına bağlı olarak kurgu okumakta zorlanıyorum. Hele ki, yerli kurguları okurken aynı şehirde yaşar, aynı havayı solurken, şiddet neredeyse gündelikleşmişken duyarlı, hassas bireylerden karakterleri olan kurgulara tahammül etmem ne yazık ki zor.
Kendi gündelik hayatımda değişen bir şey yok aslında. İş – ev – iş düzenini koruyorum. Yeni işimde 8 ay geride kalmak üzere, ortama alışmam için gerekli 6 ay geçti ve normal sınırlı sosyal varlık halimdeyim.
Kendi rutinim gayet iyi giderken dışarıda her şey kötü gidiyor ve ben bazı olanları anlamakta güçlük çekiyorum. Anlamlandırma zorluğumun sebebi sosyal medya ve diğer gündem takiplerimi minimuma indirmişliğim olamaz, zira nasıl oluyor bilmiyorum ama yine olan biten her şeyi biliyorum. Misal şu intihar videosunu belki herkesle aynı zamanda değil ama akşam seyrettim. O konuya girmeyeceğim, çünkü o videonun özendirici olduğunu düşünenler olası yazacaklarımı okuduklarında dumura uğrayabilirler.
Gündemden öyle sıkılmıştım ki, greni furyasını fark ettim. Daha önceki yazıda bahsetmiştim. Yaklaşık on gündür deli gibi greni örüyorum. Evde olduğum zamanın tamamaında greni örüyorum neredeyse. Arada Virginia Woolf’un Günlükleri’nden kısa parçalar okuyorum.
Yine elimde greni, salondaki tekli koltukta oturduğum, ev halkının çoktan uyuduğu saatlerde tv de seyredecek hiçbir şey bulamayıp rotamı TurkMax Gurme’ye çevirmiştim. Orada uzun zamandır hayalini kurduğum bir patates salatası tarifiyle karşılaştım. Ertesi gün Sesil akşam yemeğe geleceklerini söyleyince menüyü patates salatasına uyacak, İtalyan tarzı bir menü hazırladım.
Patates salatasının kritik malzemesi tarhundu. Bizim mutfakta bulunmayan bir baharat olduğu için üşenmedim aktara gittim.
Patatesler soyulup yıkadıktan sonra küp küp doğranıyor ve haşlanıyor. Bu arada bir kasede mayonez, hardal ve limon suyu ile sos hazırlanıyor. Kornişon turşular ve bir baş kırmızı soğan da minik küpler halinde doğrandıktan sonra haşlanmış patateslerle tarhun ilave edilerek harmanlanıyor. Servi ederken bir miktar daha tarhun üzerine serpiliyor.
Tarhunu ilk kez kullandığım için miktar konusunda temkinliydim.
Sofrada görünce herkes tabağına aldı, neticede özünde klasik bir salata idi. Nasıl olduğunu sorduğumdaysa, aldığım “Değişik” cevabının anlamının “her zamankini tercih ederdik” idi. Her zamanki, yani maydanoz, taze soğan ve belki biraz da dereotu ile bol yeşillikli olan patates salatasından.
Sonuçta anladım hadarıyla bizim mini topluluk henüz tarhuna hazır değil. Benim aradığım ve bulduğuma mutlu olduğum bir lezzetti, orası başka. Bu da demek oluyor ki, bizim evde tarhunlu denemeler devam edecek.
Dağınık bir yazı oldu, kusura bakmayın. Ben en iyisi greni örmeye devam edeyim.
Öyle yani…