Buraya, bir kere Aile Bakanı olmak istemek dışında hiç siyasetle ilgili yazmadım. Çünkü başlarken böyle bir kararım vardı. Din, siyaset ve meslekle ilgili yazmayacaktım. Bunun sebebi hepsine dair çok net tavır sahibi olmamdı. Bir ara sözümü yedim ve dolaylı da olsa dinle ilgili yazdım. Eğitim sistemi değişirken, 4+4+4 e geçilip müfredatta önce çaktırmadan sonra aşikar radikal değişiklikler yapılıp dinle bağlantılı dersler eklendiği zamandı. Tabii ki de gördüm, ne olacağını, görüşe tahammülsüzlüğün ne boyutlara gelebileceğini. Sonra istemeyerek de olsa yazıları buradan kaldırdım.
Meslekle ilgili yazmak muhtemel ki, benim için çok kolay, sizin için de belki de daha ilgi çekici olurdu. Hatta belki burayı bir uzmanına danışa çevirirdik. Yok, kalsın almayayım. Siz gidin bir başkasını bulun sağlığınızla ilgilenecek.
Bugünse siyasete dair çok yazasım var. Dün akşam referandum sonuçlarını izlerken yeni bir parti kurmuşum kafamda, paylaşmak gerek di mi?
Dün akşam sonuçları izlerken televizyonun yan tarafındaki dörtlüye gözüm takıldı. Amigurumi’den bahsetmiştim ya, işte Amigurumi Dünyası’nın dört temsilcisi aslında istediğim siyasi partiyi anlatıyor, bunu fark ettim. Milli bağlılığı ateşleyecek (köpeğin sadakati) , iş gücünün ve üretimin önemini vurgulayacak (yılmaksızın çalışan eşek), sanat, spor, bilimsel alanda bizi ileriye götürecek kazanımlar oluşmasını destekleyecek (bilge baykuş) ve huzurlu bir ortamda özellikle gençlerin günlük ve çalışma hayatına bilgisayar oyununa dahil olmak istercesine gönüllü katılımlarını (ormanın eğlencelisi maymun) sağlayacak bir düzeni kurup kotaracak bir siyasi parti özlemindeyim. Hiç gerçekçi olmadığımın farkındayım ama şöyle durup düşünürseniz bu dörtlünün mevcut X, Y, Z tüm kuşakları kapsadığını, söylediklerim olacak olsa ferah, üretken, batının içine almak isteyeceği bir ülke olabileceğimize birlikte inanabiliriz. Keşke böyle ütopik gibi durmasa. Aslında değil, yani diğer projelerimle kıyaslandığında daha gerçekçi. Hangisi derseniz, “Güneydoğu’ya Vegas’ı kursak” kadar değil.
Klişe laflar etmeyecek, çıkan sonuca ne üzülmanin ne de sevinmenin anlamsızlığını bilecek kadar aklı başında olduğumu düşünüyorum. Artık elimizdekini kabul etmeliyiz. Umarım siyasetçiler, mevcut olanla nasıl iyi bir devlet yönetilir, diye düşünebilirler ve şimdiye dairin yanısıra uzun vadeli siyaset yapabiliriler. Neticede asıl önemli olan bu koşullarda gelecekte kimler tarafından yönetilecek olmamızdır.
Aktif siyaset yapmak gibi bir niyeti olmayan biri için bence siyasete dair bunca laf bile çok.
Öyle yani…