Şimdi şimdi anlıyorum ki, ben bu “eat clean”e kendi kendime takılmaya devam etmeliydim, aynen evde durum nasılsa burada öyle olmalıydı.

Eat Clean’le ilgili tarif vermek bence kolay değil çünkü çok kişiye özel ve yemekle araya mesafe koymakla çok ilişkili, yani özünde yaşamak için beslenmek var. Yemeğe dair minimalist bir yaklaşım.

Ben elden geldiğince “Eat Clean” de kalmaya çalışıyorum ama evin mutfağı yine elbette tam gaz devam ediyor. Nasıl devam etmez ki, 15 yaşında ve günde 2 saat spor yapan bir ergen erkek,  9 yaşında damak zevki ultra gelişmiş bir kız ve bir de BB var. Antrenman sonrasında oğluma “fırınlanmış enginarlı, lor peynirli, kinoa salatası var,” diyemiyeceğim aşikar. Metabolizması zaten yaş gereği tam gaz çalışırken, buna sporun verdiği turbo etkisini de katınca evet, onun yeterice karbonhidrat ve protein alabileceği şekilde yemek planlaması yapıyorum.

O yüzden şimdi vereceğim tarif önceki yazıyla çelişiyor görünse de ben hâlâ kendi içimde tutarlılığımı koruyorum.

Pöff! ne uzun girizgâh oldu.

Vereceğim tarif çok kolay ama bir o kadar da güzel. Çocukluk günlerimden ilham aldım. Rahmetli ananem yemek yaparken, kıymalı iç kavurduğunda tazecik, çıtır ekmeğin köşesine soğanlı, biberli, domatesli yemek içinden koyar, verirdi ve ben bunu çok severdim.

kıymalı ekmek

Bu tarifte  bayat ekmekle kullanıyorum.

  1. ekmekler küp küp doğranır.
  2. üstüne domates, soğan, biberli, sulu kıymalı harç dökülür.
  3. rendelenmiş kaşar peyniri konur
  4. 280 derece fırında 10 dakika, kaşarlar kızarana kadar pişirilir.

Çok kolay ama lezzetli bir yemek oluyor ama eğer bundan yememeyi başarır, yiyen ev halkının mutluluğu ile doyarsanız, o zaman daha güzel olur.

Öyle yani…