Tags
Bu bir bloga dönüş yazısı mıdır, inanın hiçbir fikrim yok. Bu yazıya niyetlenmem ile klavye başına oturmam arası 1 hafta, ilk tuşa basmamla bitirmem ise şu kadar gün sürdü, demek isterdim ama göreceksiniz bitmeyecek (başlarken biter sandım, bitmedi). Kısmet diyelim.
Neredeyse 3 yıldır düzenli yazmayı bırakmışım. Bir kitaba ilişkin son yazı Sirke Kız’a dair. Düzenli son yazı ise 25 Aralık 2016’da Karasevdalılar – JAvier MArias. Arada geri dönme çabalarım oldu, olmadı değil ama nedendir bilemiyorum bir türlü devamı gelmedi. Sorun konu yokluğu değildi. Birazdan göreceksiniz aşağıdaki listeyi en kötüsü 2 haftada bir yazsam araya bir iki yemekti, ıvıdı zıvıdıydı serpiştirsem zaten 3 yılın içeriği kolayca ortaya çıkardı. Demek ki böyle olması gerekti, diyorum ve bundan sonrası için de hiçbir öngörüde bulunamıyorum.
Aşağıdaki liste 3 yıl içinde okuduklarımın ancak yarısı kadardır. Bir yarısı daha var ki, onların büyük kısmını 2016 ve 2017’de yaptığım sosyoloji-ekonomi okumaları oluşturuyor. Bir programa yazılsaydım yüksek lisansı bitirirdim herhalde. Diğer kalanlar içinde hatırlamadıklarım ve sevemediklerim var.
Listeyi Instagram paylaşımlarım ve Goodreads’e kaydettiklerimden oluşturdum. Yanlarına kısa notlar düşmeye çalıştım. İçlerinden ilginizi çekenler olursa size şimdiden iyi okumalar dilerim.
Kağıt Ev / Carlos Maria Dominguez (Bir novellla. Kısa, öz ve naif)
Vişnenin Cinsiyeti / Jeanette Winterson (Kendine has üslubunu sevdiğim yazarlardan. Fantastik kitapları sevmesem de JW kitaplarında dozunu çok iyi ayarlıyor. )
Solo / Rana Dasgupta (Son yıllarda okuduklarımın içinde en iyilerinden. Tipik derya deniz bir Hintli yazar. Bu Hintliler bu birikimi nasıl yapıyor, hayranım doğrusu)
Bir Garip Aşk Öyküsü / Carl-Johan Vallgreen (Daha önce Deniz Adamı’nı okumuş ve çok sevmiştim. Bloga yazdım sanıyordum, baktım onu da yazmamışım. Her iki kitabın tadları farklı. Her zaman denk gelmeyecek türde konuları var. )
Eve Dönmenin yolları / Alejandro Zambra (Her zamanki gibi, en sevdiklerimden. Az, öz, şiirsel)
Acayip Bir Başlangıç / Monika Maron (MM, kolay okunan bir yazar değil. Nedense bende boğazımda demir leblebi hissi bırakıyor. Bu kitabı Animal Trieste’ye göre daha az zorlayıcı)
Yahudi Mesih / Arnon Grünberg (Bir Tirza değil. Eğer AG, okuyacaksanız en son Tirza’yı okuyun bence. Çünkü diğerleri de oldukça başarılı ama Tirza’dan sonra nedense hep biraz yavan kalıyor.)
Peşinden Gidiyorum / Krisztian Gresco (Kayıt altına almamış olsam, okuduğumu unutmuştum. Biraz zorlayınca kendimi Daru’yu hatırladım. Tanışılması insanı mutlaka memnun edecek roman karakterlerinden biri.)
Kız Koşucu / Carrie Synder (Bir gecede demek abartılı olur ama heyecanla okunuyor. Kitapsız geçen uzun bir aradan sonra okuduğum ilk kitaptı ve geç kalmışlık hissimden ötürü üzülmüştüm. Ontario’da bir çiftlikte başlayıp 1928 Olimpiyatları’na uzanan bir yaşam anlatısı.)
Kuş Kadın /Finy Petra (İyi ki okumuşum. Macar edebiyatı sevgimi pekiştirenlerden.)
Uçucu Kül / Monika Maron (En rahat okunan MM kitabı)
Bir Aile Romanının Sonu / Péter Nádas (Yine bir Macar romanı. Biraz kasvetli ama gri rengin yakıştığı bir roman)
Taş Taş Üstünde / Wieslaw Mysliwski ( İyi ki Aylak Kitap gibi yayınevleri var da böyle kitapları okuyabiliyoruz. Kolay bir okuma değil. 500 sayfalık müthiş bir epimonolog)
Kul / Serenay Şahiner (Mercan… İnsanın içini hem ısıtan, hem acıtan karakterlerden. Belki de her gün gördüğümüz, konuştuğumuz, hayatımızın kenarında duran ama bizim ancak göz ucuyla bakmaya cesaret edebildiklerimizden)
Kış Uykusu / Goli Taraghi (Bir novella yine. İran devrimi sonrasında Paris’te devam eden bir hayat)
Kokular /Philippe Claudel (Bak bu da güzel işte. Yazın şezlongta bir şeyler okuyacaksanız, size dayatılan ne idüğü belirsiz çok satanlar yerine bunu okuyun. Böyle dememin nedeni kısa kısa, daha çok kokularla ilişkili anlara dair yazılar. Pişman olmaz, sıkılmazsınız. Üstüne bir de edebi keyif alırsınız. Ben 2017 Kapadokya tatilimizde okumuştum. Otelin terasında, gün batarken, yanında kırmızı şarapla güzel gitmişti.)
Kartallar ve Melekler / Juli Zeh (JH, tekinsiz bir yazar. Okurunun sürekli tetikte olmasını istiyor. Bir oyun kuruyor, sonra sanki okuru bir sandalyeye ellerinden kollarından bağlıyor ve geri çekiliyor. Shersah… kaç zaman sonra bellekte romanın asıl karakteri MAX’ten daha incelikli şekilde yerini koruyor.)
Müzik Uğruna / Ketjl Bjornstad (İki yaz önce yani, 2017 yazında beni şezlonga çakan kitap bu. Tutkunun edebiyatta en güzel anlatımlarından biri belki de. Ölmeden önce mutlaka okunması gerekenlerden.)
Şimdilik bu kadar yeter. Liste uzun ama biliyorum ki, günümüzde dijital okurun öyle uzun okumalara sabrı yok. Hem bana da geri dönmek için sebep olur. Daha listede en az bir belki de iki yazılık kitap var. İyi biriktirmişim.
Öyle yani…
Serpil said:
Çok sevindim yeni yazıya, bazı kitapları da not aldım, yeni yazılar çabuk gelse keşke 🙂
Özlem Akaydin said:
Senin paylaşımlarından bu listecivinde okuduğum çok kitap var . Devamını bekliyor olacağım hem kitapların hem yeni yazıların …
Hüseyin Cömert said:
Yeni yazıları merakla bekliyoruz.
Selgin BİBER said:
Devamı gelecek galiba…
Tamer Gişan said:
Oleyy hoşgeldiniz 😊 Yazılarınızı severek okuyorum. Kitaplarda ilginç, bazılarına bakacağım. Teşekkürler Selgin Hanım.
Selgin BİBER said:
Merhaba. Keyifli okumalar dileriö.
Nurşen Şenol Güllüoğlu said:
Ayy neyse ki biri hariç hepsini okumuşum ve ne güzel ki görüşlerimiz aynı sevgili bibliyomanyağım. Müzik Uğruna’dan sonra yazarın Düşüş’ünü de aldım ama aynı tadı vermedi. Tıp Bayramı’na kutlu bir selam, okumalara devam sevgili doktorum :)))
Selgin BİBER said:
Okumamış olsan şaşardım Nurşen Aplam, idolümsün. Sevgiler.
Didem said:
Çok sevindim dönün ve blogunuza yazın lütfen. Bayramınız kutlu olsun.
Selgin BİBER said:
Döndüm, burdayım. Sevgiler.
Anonymous said:
Tam da yeni kitap arayışına girmişken, ne güzel ne sevimli bir özet oldu bu. yeni yazılar gelsin lütfen, sizi okumak pek keyifli:) Tıp bayramınız da kutlu olsun.. pınar
Selgin BİBER said:
Malum, kimsenin uzun okumaya sabrı yokken bir hap kitap bilgilendirme kılavuzu oldu. Sevgiler.
-Neslihan K said:
Eline sağlık, pek güzel bir liste. Okuduğum ve pek sevdiğim üç tane, niyet ettiğim iki tane var içlerinde. Diğerleri bana yeni. Ve hemen bir soru: Julie Zeh. Okumadım hiç. Arada bir baksam mı diyorum, nedense bende bestseller imajı uyandırıyor. Sen yazınca tekrar bir kaale alasım geldi. Ne diyorsun? Geçmiş tıp bayramın kutlu olsun.
Selgin BİBER said:
Tıp bayramı kutlaması için teşekkür ederim. Julie Zeh ve bestseller olmak çok ayrı şeyler. Tereddütsüz oku, derim. Sevgiler.
-Neslihan K said:
Çok sevindim. Hatta düşündüm, acaba başka biriyle mi karıştırıyorum diye. Ne zamandır Alman edebiyatından okumaya da niyet ettiydim. Sağol.
Aşına Buyruk said:
Güzel bir liste harmanlamışsınız 🙂
Selgin BİBER said:
Doğaçlama olunca hep güzel oluyor.