Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Tag Archives: kitap tanıtımı

SEN DÜNYAYA GELMEDEN / Margaret MAZZANTİNİ

17 Salı Nis 2012

Posted by Selgin BİBER in Bir Kitap Hakkında

≈ 2 Yorum

Etiketler

kitap tanıtımı, kitap yorumu, margaret mazzantini, okur notu, sakın kımıldama, sen dünyaya gelmeden

Ben bu kitabı sevmedim, diye kafadan direkt girerek başlayayım.

Belki de sevmemek değil de kitaba karşı bir şey hissetmemek demeliyim. Bitirdiğime, yarım bırakmadığıma göre sevmedim demem biraz fazla. Böyle hissetmemin tek bir sebebi var o da Gemma, yani baş karakter. Benim kitabı sevebilmem için illa da baş karakteri sevmem gerekmiyor ama bu sefer Gemma’yı sevmemek, onun dünyasını manasız bulmaktan ötürü kitapla aramda o sevdiğim bağlantıyı bir türlü kuramadım.  Tabii bu durumun tek sebebi elbette Gemma değildi.

Belki Velida’ydı benim karakterim. Jovan’ın karısı ama o da öyle yan bir karakterdi ki kitaba tutunmama yetmedi.

Armando gibi bir adamın nasıl böyle Gemma gibi bencil, duygusuz bir kızı olmuştu, böyle bir kadına Diego gibi insan bir adam neden delicesine aşık olmuştu anlayamadım.

Sanki bu kitap uyumsuz ilişkiler yumağı gibi bir şeydi ve galiba yazar belki de bu yüzden çaktırmadan tam orta yere Velida ve Jovan gibi ideal bir çifti usulca bırakıvermişti.

Öyle ya, normal şartlarda Gemma ile Diego, Diego ile Aska, Goyko ile Gemma, Aska ile Goyko ancak bu kadar zorlama birarada olabilirdi. Lakin şartlar anormaldi. Şartlar savaştı ve insanlar savaşta ne pahasına olursa olsun yaşamda kalmaya çalışırdı. Bir de barış zamanı sürekli kendiyle savaşanlar, yolunda giden yaşamı sürekli didikleyerek yatağında akan nehri başka yönlere zorlayanlar vardır ki, bazen sonunda başarsalar bile yatağı değişen nehir büyük erozyonlara bile neden olsa, ‘buna değdi’ diyebilirler.

Her zaman hayata tutunmak ama onu fazla tırmalamamak gerektiğini düşünmüşümdür. Hayata uyum sağlamaya çalıştıkça hayat da kişiye bir süre sonra uyum sağlıyor gibime gelmiştir.

Kitap bittikten sonra şöyle düşündüm, Gemma bir çocuk sahibi olmaya böyle manyakça takıntılanmasaydı belki savaşın gerçeği değişmeyecekti ama en azından başta kendisi olmak üzere Diego, Aska ve Goyko’nun hayatı paramparça olmayacak, sonrasında geri kalanlar kör, topal, yamalı hayatlar sürmeye mahkum kalmayacaklardı. Belki de bu kitaptan elimize kalan yegane elle tutulur sonuç bu.

Bazen aşk Jovan’ın yaptığı gibi elli küsur yıl sonra sevdiğinin hayatta kalabilmesi için havada uçuşan mermilerin üzerine yürüyebilmektir. Bazen aşk Velida’nın yaptığı gibi sevdiğini sonsuz şefkatle sarıp bir kozaya alabilmektir. Ben galiba Velida ve Jovan’ı bu yüzden çok sevdim. Bir de Armando’yu unutmayacağım bu kitaptan.

Margaret Mazzantini geri dönüşlerin yoğun olduğu, bilinç akışı tekniğini kullanmış ve bence bir yerden sonra kullandığı süslü benzetmeler sırıtmaya başlıyor. Kimse kendi kendine düşünürken sürekli şu ve benzer cümleleri kullanmaz.. “Bu şehir cebimiz gibi, karanlıkta elimizi soktuğumuz ve derinden gelen sıcaklığını hissettiğimiz bir cep.”… veya  “Acı içinde yüzüyordum. Beni incecik bir zar hayatta tutuyordu. Tıpkı sudaki yapraklarda yaşayan böcekler gibi, yerle bağlantım kesikti.”

Bana kalsa fazladan olan gereksiz kısımlar çıkarılsa ve 250 sayfa, hadi bilemedin 300 sayfaya indirilse çok daha vurucu ve çarpıcı bir eser ortaya çıkarmış ama anladığım kadarıyla okuyanlar benim sıkılıp bunaldığım bu ayrıntılardan büyülenmişler. Neyse…

Çevirmene de saygı gösteriyorum. Bazı yerlerde zorlandığı bayağı belli oluyordu ama bence iyi iş yapmış. Ellerine sağlık.

“Kitap ödül almış, filmi çekilmiş, hatta Penelope Cruz oynamış, ne çok biliyorsun,” diyebilirsiniz. Olabilir ama ben ısrar ediyorum. Malum, ukalanın önde gideniyim. Öyle yani…

P.S. Bu yazıyı yazarken Sakın Kımıldama’yı okuduğumda neler düşünmüştüm merak ettim. Beğendiğimi hatırlıyorum ama detaylar neydi acaba. Keşke eskiden de böyle yazsaymışım. Açar bakardım o zaman.

← Older posts

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 682 aboneye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Nisan 2023
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
« Haz    

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 836.281 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • KIZARTMADAN, AZ YAĞLI KADINBUDU KÖFTE
  • INCENDIES
  • ETLİ EKMEK
  • KARA TAVUK
  • İNTİHAR DÜKKÂNI / Jean Teulé
  • SOMON TAVA
  • VEDAT MİLOR, ÇİBÖREK ve SONRASI
  • DOMATESLİ ve SOĞANLI EKMEK
  • SIRÇA FANUS / Sylvia PLATH

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 618 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...