Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Tag Archives: kütüphaneden kitap almak

TASFİYE NEDENİYLE

27 Salı May 2014

Posted by Selgin BİBER in İşte Öyle Bir Yazı

≈ 9 Yorum

Etiketler

kütüphaneden kitap almak, kitap okumak, kitaplar, kitaplarla maraza ilişkiler

Yaklaşık üç yıldır burada okuduğum kitaplarla ilgili yazılar yazıyorum. Bunu yapmamdaki temel amaç öncelikle kendime okuduklarıma ilişkin notlar bırakmak, üstünden zaman geçtikten sonra dönüp bakabileceğim kişisel bir arşiv oluşturmak. Başkalarıyla paylaşmak ise ikincil bir eylem yani, birileri de bundan sebeplense fena olmaz düşüncesi. Kişisel arşivleme yaptığım için yazılar genelde nesnellikten uzak oluyor, kişiselliği eleştirinin temel izlekleri açısından yazıları zayıflatıyor olabilir ama bu benim için ne gam ne de keder. Kişisel olduğu için de kendimi olabildiğince özgür hissediyorum ve bazen okuyanın çok da hoşuna gitmeyecek şeyler yazabiliyorum ancak yine de elimden geldiğince nezaket sınırlarını gözetmeye çalışıyorum.

Bu yazıları okuyanlar az çok kitaplarla hastalıklı bir ilişki içinde olduğumu bilirler ya da bir şekilde sezmişlerdir. Çok eskiden kendi kendime sorduğum bir soruydu, ayrılamayacağım üç nesnenin (özne değil!) ne olacağı. Cevabım yıllar içinde değişmedi. Kitaplar, bir hırka ve kahve.

Kitaplarım benim için hep değerli oldular. Okuyup sevmediklerimden bile şimdiye kadar vazgeçemedim. Eskiden birine ödünç verdiğim kitap geri gelemedi mi alır yerine yenisini koyardım. Sonra daha pratik bir çözüm buldum ve en yakınlarıma bile kitap ödünç vermedim. Karton kapaklı kitaplarım için gösterdiğim bu sahiplenme aşırı gelebilir yani nihayetinde maddi değerleri raf değerleri kadardı ama benim için onların bana ait olmaları önemliydi.

Geçmişte hatırı sayılır kütüphane müdavimliğim vardı. Halk kütüphanesinden aldığım kitapları şeffaf jelatinle bir güzel kaplar, öyle iade ederdim. Kendimce onların ömürlerine katkıda bulunuyordum.

Zaman içinde okuma eylemim kendi yolunu bulurken kazancımın elverdiği ölçüde kitaplığım gelişmeye başladı. Kitap sayısı artarken önemli bir sorunla karşı kaşıya kaldığımı gördüm. Kitapları koyacak yer lazımdı. Ayakkabı kutularım da artıyordu ama onlara dolap altı, kapı arkası çözümler buluyordum. Sonunda çözümü alaturka tuvaleti iptal etmekte buldum, oraya iki kitaplık yerleştirdim. Birine okuduklarımı, diğerine ise oburlukla aldığım ancak okuma hızımla paralel eritemediğim okunmayı bekleyenleri her rafa iki sıra olarak dizdim.

Birkaç yıl önce BB ye az miktarda olan birikimimizle toplu konut projelerinden 1+1 bir daireye girmemizi önermiştim, bu fikrin arka planında kitaplarıma bir yer yapmak dileği vardı. Pek umursamamıştı. Bak çocuklar da havuzdu, tenis kortuydu, basketbol sahası filan faydalanır diye kılıf uydurmuştum ama işlememişti.

Aradan iki yıl filan geçti herhalde, bu süre içinde kitaplar aşağı daireye bizim daireden su sızıntısı yüzünden bir kere boşaltılıp yeniden dizildiler. Yakın zamanda hayalim gerçek oldu ve kitapların bir evi oldu. Onlara raflar sipariş edildi, evin için eşya beğenildi, planlamalar yapıldı. Hayatımıza bir heyecan geldi.

Kitap evine her gidişimizde üç beş torbayı kitapla doldurup ufaktan ufaktan kitapların nakliyesine başladık. Yeni raflara dizmesine diziyoruz ama tuvaletteki kitaplık öyle çok da boşalmayınca aklımda bir fikir peydah oldu. Tasfiye! Kitaplarımı, okuduklarımın bir kısmını tasfiye etmeye karar verdim.

karışıkBir süredir merak ettiğim bir şey var: Tutkuyla okumakta olan birisi söz konusu olduğunda onun için belirleyici olan   okudukları mı yoksa okumayı planladıkları mıdır? Eskiden olsa okudukları diye cevap verirdim ama düşüncem giderek diğer tarafa kayıyor, yani biri hakkında okduklarından çok okumayı planladıklarının daha fikir verici olduğunu düşünüyorum. Walter Benjamin öldüğünde arkasında okumayı planladığı 1600 küsur bırakmış.

Tamam tasfiye edeceğim de neye göre? Günlerdir bunu düşünüyorum. Bu sorunun cevabını bulmaya çalışıyorum. Onlarla aramda gerçekten kopması güç bir bağ var ve bu işlem için en az bir, ideali birkaç kriter belirlemeliyim. Sonunda galiba bir şeyler bulur gibiyim ama ne kadarını hayata geçirebileceğimden emin değilim.

Tasfiye sonrasında bir soru daha beni bekliyor. Peki elden çıkarmaya karar verdiğim kitapları ne yapacağım? Bunun birkaç olasılığı başından beri kafamda var. Bir tanesi bloga listeyi koymak ve isteyenlere ödemeli yollamak ama bu zor olabilir. Bir kitabı iki veya daha fazla kişi istediğinde nasıl karar vereceğim artı bir de kargo vs ile uğraşma işi var Hangi kitabın kimde olacağını bileceğim ki, bu onlardan kopmamı uzaklaştırır. İkinci seçenek daha pratik geliyor. Kitap evinin içinde olduğu tesisin sosyal paylaşım alanındaki boş duran kitaplıklara götürüp koymak. Böylelikle isteyen alır okur, geri getirirse ne ala başkası da okur filan ama henüz buna da karar vermedim.

Anlayacağınız… sevinçle karışık bir hüzün yaşıyorum. Tasfiye nedeniyle kafam karışık.

Öyle yani…

 

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 682 aboneye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Mart 2023
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  
« Haz    

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 836.186 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • BENİM KAHVALTIMIN GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK OLSUN
  • İKLİMLER / André MAUROIS
  • VEDAT MİLOR, ÇİBÖREK ve SONRASI
  • UYANIKKEN KABUS GÖRMEK
  • KIZARTMADAN, AZ YAĞLI KADINBUDU KÖFTE
  • INCENDIES
  • CAVA CODORNíU - BARCELONA
  • EKONOMİNİN KISA TARİHİ -Niall KISHTAINY (okuma notları)
  • GEBER ANNE ! / Sezgin KAYMAZ

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 618 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...