Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Tag Archives: Metis Yayınları

TEHDİT MEKTUPLARI / Aslı BİÇEN

04 Cumartesi Şub 2012

Posted by Selgin BİBER in Bir Kitap Hakkında

≈ 2 Yorum

Etiketler

80 sonrası, Aslı Biçen, Metis Yayınları, Tehdit Mektupları

Seksen sonrasının kayıp kuşağın çocuğuyum ben. O zaman, 12 Eylül 1980’de altı yaşımdaydım. O güne dair en net hatırladığım şey, son zamanlardaki en sessiz gün olmasıydı. Sessizlik…

Oysa yaz boyu sıcaktan kapatamadığımız balkon kapısından içeri gecenin ilerleyen saatlerinde uzaklardan ardı ardına silah sesleri gelirdi. Annemle babam sessiz, fısıltılarla konuşurlardı olaylar hakkında. Bazen ertesi gün bir gece önceki kurşunların hedefini öğrenirdik, duyduğum isimler bana bir şey ifade etmezdi ama korkardım. Öyle ki, o zaman gördüğüm bir rüya hala benim için o günleri anlatır. Aklıma geldiğinde o an dört bir yanımı  kaplayan dehşeti kovalamak isterim.

Darbe sonrasında da bize ailelerimiz tarafından konuşmamamız, yorum yapmamız, mümkünse o konular (politika) hakkında düşünemememiz sıkı sıkı tembihlendi. Onları suçlamak mümkün değil. Sadece bizi korumaya çalışıyorlardı. Onlar ne kadar çabalarsa çabalasın yine de akacak su yolunu buluyor.

Aklım yetmeye başlayıp en azından okuduklarımda kendi tercihimi belirlemeye başladığıktan sonra bir dönem, çocukluğumda anlamlandıramadıklarımı anlamak için o zamanları, hatta öncesini, 1971’i anlatan kitapları okumaya verdim kendimi. Bir süre sonra konuya ilgim azaldı ama yine de ara ara devam ettim.

Tehdit Mektupları’ndan önce son okuduğum, o dönemi anlatan kitap “Devrimciler” di yanlış hatırlamıyorsam. Bayağı uzun bir zaman önceydi. Diyebilirim ki, en iyisiydi. Bunu benim belirtmemin bir kıymeti var mıdır bilmem, zira övgüsü kıt, rahmetli büyük üstad zamanında Devrimciler’i kutsamıştı zaten.

Sonra, dönemle ilgili öğrenmem gerekenleri yeterince öğrendiğimi düşündüğümden değil, sıkıldığımdan bıraktım o günleri okumayı. Belki bir de Devrimciler’den daha güzelini okuyamayacağımı  biliyordum.

Tehdit Mektupları konu itibariyle ’80 dönemini kapsıyorsa da tek amacı o dönemde olan olayları anlatmak, gençlerin birbirlerini nasıl yok etmeye yönlendirildiklerini göstermek değil. Bir aşk hikayesi, baba-oğul sevgisi, anne sevgisizliği, faili baştan belli bir cinayet temeldeki ’80 olaylarının etrafında dönen uydular.

Hiç yapmadığım bir şey yapıp konuyu olabildiğince kuru cümlelerle önce bir anlatayım. Sonra söyleyeceklerim için buna ihtiyacım var.

Cihan ODTÜ’de okuyan bir üniversite öğrencisidir. Ankara’da çocukluk arkadaşı Ali ile aynı evde kalmaktadır. İlerleyen süreç içinde Ali’nin kendisini örgüt faaliyetlerine ile Cihan giderek yabancılaşırlar.  Ali, o taraklarda hiç bezi olmayan Cihan’ı korumak için içinde olduğu örgütle ilgili hiçbir şey anlatmaz. Buna karşın Cihan uyduruk sebeplerle (güya örgüte yataklık ve yardım etmiş, evinde sakıncalı yayınlar bulunmuştur) önce gözaltına alınır, sonra salıverilse de tutuklanır. Mahkeme sürecinde babası Bahattin Bey, oğlunun davasına savcı olarak o güne kadar varlığından haberinin olmadığı gayri meşru kızının, Ülkü’nün,  baktığını öğrenir. Bahattin Bey’in tüm uğraşlarına rağmen Cihan hüküm giyer. Kalp kapakçığı hasta olan Cihan cezaevindeki kötü koşullar yüzünden ölür. Birkaç ay sonra da, bir süredir tehdit mektupları almakta olan Bahattin Bey evinde ölü bulunur.

Kendimle gurur duyuyorum, işin heyecanını hiç kaçırmadan konuyu özetlemeyi başardım.

Kitabın adı üstünde, kurgusu esas olarak mektuplar üzerine inşa edilmiş. Hikayeyi mektupların yanı sıra mahkeme tutanakları ve günlük kayıtlarından okurken Cihan’ı, onun yaşama karşı varolan koşulların devamıyla kendini devam ettirebilecek kadar gücü olduğunu anlamaya çalıştım. Cihan’ın Hale’ye yazdığı mektuplarda genç insan yüreğinde uzaklardaki sevgiliye duyulan hasreti hissettim. Bahattin Bey’in ceazevindeki oğluna yazıp hiç göndermediği mektuplarda insanın geçmişiyle yüzleşmesi karşısındaki çaresizliği gördüm, bir baba olarak yüreği evladı için çırpınırken onun yüreğinde hissettiği kapana kısılmışlığı duyumsadım. Ülkü’nün günlüğünün sayfalarını okurken insanın çocuklarını nasıl hamur gibi yoğurduğunu, çocuğun ebeveyn ona nasıl şekil verirse öyle kalıp aldığını, erişkin olduktan sonra insan kalıbının dışına çıkmak istese bile bunun imkansızlığını okudum. Ülkü’ye en çok da annesinin sevgisizliği, bunun sonucunda da hayata ve insanlara karşı duyduğu hınç yüzünden acıdım. Hale’nin Cihan’ın mektuplarını okurken düşündüğüm gibi duyarsız bir sevgili olmadığını görünce ve sonrasında belki sevgili olarak olmasa bile insan olarak Cihan’a sahip çıkışını sevdim. Bir de konunun büyük kısmının geçtiği Ankara’nın kasvetini, Beykoz’un soğuk rüzgarını fazla fazla soludum, içimdeki darlanmadan ötürü arada bir camı açmak ihtiyacı duydum.

Şimdiye kadar birçok çevirisini okuduğum Aslı Biçen’in kendi sözcüklerini  bu kitapla okumak beni mutlu etti. Mektup-roman her zaman bana ilgi çekici gelmişse de bir taraftan da kurgu açısından yazarı oldukça kısıtladığı için hep zor bir tür olduğunu düşünmüşümdür. Bu kitaptan sonra Leyla Erbil’in Mektup Aşkları’nı bir kere daha okumak istedim.

Kitap cüsse olarak büyük değil, 136 sf.,  ama içindeki hukuki ve dönemsel küçük, belki gözden kaçabilecek  ayrıntılar nasıl titizlikle çalışıldığını gösteriyor. Bir doktor olarak, en azından Cihan’ın kalp kapakçığı hastalığının alt yapısı konusunda yazarı cidden tebrik ederim.

Ben kendi kuşağımı ya da diğer bir deyişle Türk yazarların içinde olduğumuz zaman diliminde yazdıklarını okumaya, yazdıklarının satır aralarında özellikle onlar neyi, nasıl görüyorlar anlamak için biraz daha fazla özen göstermeye başladım. Benim için Tehdit Mektupları bu çabamda gayet teşvik edici oldu.

Yazıyı bağlamalıyım ama bir türlü beceremedim. En iyisi katilin kim olduğunu söyleyip bitireyim. Katil, çoğu zaman vicdandır.

← Older posts

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 682 aboneye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Şubat 2023
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728  
« Haz    

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 835.094 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • INCENDIES
  • BENİM KAHVALTIMIN GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK OLSUN
  • LVIV – UMOS 6
  • KATALİN SOKAĞI / Magda SZABÓ
  • KAÇAK YOLCU VAR
  • SOMON TAVA
  • MÜSLİ KURABİYE
  • KIZARTMADAN, AZ YAĞLI KADINBUDU KÖFTE
  • SAHİLDE KAFKA /Haruki MURAKAMİ

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 618 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...