Mor Fil’in Seyir Defteri

~ Kendi kendime, öylesine…

Mor Fil’in Seyir Defteri

Tag Archives: pasif agresif

ETLİ BİBER DOLMASI

02 Perşembe Ağu 2012

Posted by Selgin BİBER in İşte Öyle Bir Yazı

≈ 4 Yorum

Etiketler

çocukların sevdiği yemek, biber dolması, dolma yapmayı bilmeyen kadın, etli biber dolması, kalbe giden yol, mutfak acemisi, pasif agresif

Sevgili okur, bir süredir takip ediyorsan  beni az biraz tanımışsındır. Misal biber dolması yapmak benim nazarımda ancak başlangıç seviyesi için söz konusu olabilir. Aslında bu düşünce çok da doğru değil. Başlangıç seviyesinde olanlara da hitap etmek, onları da dikkate almak lâzım. Bu olgunluğa erişmemde biri çok eski, diğeri oldukça yeni iki neden var.

Yıllar evvel, kendi mutfağıma sahip olduktan sonra ilk biber dolması yapışımı hatırlıyorum. Nasıl yapıldığını o zamana kadar en az beş yüz kez filan izlemiştim. Buna karşın tencere kaynamaya başladıktan sonra dolmanın içine yağ koymadığımı fark ettim. Ultra zeki insan örneği olarak her bir dolmanın üstüne bir çay kaşığı kadar margarin koyarak yemeği kurtarmıştım.

İkinci sebep ise en yemek yemeği sevmeyen çocuğun bile dolmayı öle bayıla  dolmayı yemesi. En azından bizim Kem için hep böyle oldu. Defi için lafa hacet yok, onun favorisi diyebilirim. Buna ilave olarak bazı çocuğu olan ofis kadınlarının dolma yapmayı zor bir iş olarak görmesi sonucunda dolma yapmayı bilmiyor olmak halini küçümsememeye ve kendi tarifimi vermeye karar verdim.

Bir de şunu söylemezsem içimde kalır. Eğer lâyıkıyla yapılırsa kalbe giden yol zannımca dolmayla bulunabilinir.

Malzemeler:

–         10 adet dolmalık biber

–         400 gr orta yağlı kıyma (asortik davranmaya gerek yok, kıyma ne kadar yağlıysa dolma o kadar güzel olur, kabul etmek gerek)

–         1 adet orta boy domates

–         1 baş soğan

–         8-10 dal maydanoz

–         2 çorba kaşığı domates salçası

–         1 tatlı kaşığı tuz

–         1 tatlı kaşığı karabiber

–         1 çay bardağı (ajda olmayanından, normal) pirinç

–         ½  çay bardağı sıvı yağ (ben ay çiçek yağı koyuyorum, zira zeytinyağı ile etin kimyası bence uyuşmuyor)

Yapılışı:

Biberler saplarından tutulup içe doğru ittirilmek suretiyle açıılır. Zinhar bıçakla kesilmez, zira annem bundan hoşlanmaz. Eğer biberlerin sapı kısa ise bıçaktan yardım alabilirsiniz, lakin sonucun bıçak kullanmamış olmaya yakın olması mühimdir. Biberler açıldıktan sonra içlerinde tohum kalmayacak şekilde musluk altında itina ile yıkanır. Biberler açıldıktan sonra bana sorarsanız iş bitmiş sayılabilir.

Soğan ince ince doğranır. Anneme göre soğanı tahtada doğramak gerçek bir yetersizlik göstergesi olup, kadının hası soğanı elinde ince kıymakla kendini belli etse de bu benim umurumda olmaz. Siz soğanı bir şekilde doğrayın, bence önemli olan bu. Evimizin her şeyi IKEA bunun için çok faideli bir aparat geliştirmiş. Eğer tahtada bile soğan doğramaktan acizseniz bundan yardım alabilirsiniz.

Ayyy…. İçim şişti…. (Defi de benden öğrendiği şekilde böyle söylediğinde içim bir tuhaf oluyor..)

Soğan doğrama aşamasını  da geçtiysek işimiz kolay. Bundan sonra bir kasede pirinci yıkayıp, yıkanan pirinci dolmayı pişireceğimiz tencereye koyuyor, bunun da üstüne  kıyma, doğranmış soğan, ince kıyılmış maydanoz, tuz, karabiber, salça ve yukarıda söyleyip unuttuğum ne varsa ilave edip rica ederim elinize eldiven filan giymeden (ben bu işe başlamadan önce gidip elinizi güzelce sabunladığınızı varsayıyorum) güzelce yoğuruyorsunuz.

Kibar insanlar olarak harçtan tuzu yerinde mi diye az bir parça dilinize değdirip, zinhar küçük de olsa bir lokma atmayarak,  ki bence pirinci yok sayarsak lezzeti değme steak tartara parmak ısırtır, test ettikten sonra artık biberleri doldurabilirsiniz.

Biberleri doldururken dikkat etmeniz gereken önemli nokta biberlerin üstünde bir parmak kadar boşluk bırakmanız. Çünkü pişerken pirinçler şişecek. Biberleri doldurduktan sonra malzemelerde bahsi geçen dometesi önce ortadan ikiye kesiyor, sonra da her bir yarımı dilimleyip, dolmaların üstüne birer dilim domates ile kapak yapıyorsunuz.

Genel temayül dolmaların tencerede dikine yerleştirilmesi yönünde ise de ben elimdeki tencerelerin kapasitesi sebebiyle yatık diziyorum. Bu arada söylemeliyim ki, dolmaların altına kaburga konduğunda tadına doyum olmuyor ama kaburga ekstra bir durum, biz önce normal, sıradan bir dolma yapalım hele.  Tamam artık toparlamalıyım… Bir tencere kapağı suyu ilave edip önce orta ateşte kaynattıktan sonra kısık ateşe getirip yaklaşık yarım saat pişiriyorsunuz. (annemin yaptığı, bana şu saatte altını kapatmamı söylediği ama benim yaktığım çok dolma olmuştur. Tipik bir pasif agresyon-muş- … şimdi buradan bakınca öyle görünüyor… 🙂

Benim tercihim sonrasında biberler azıcık kızaracak kadar dolmaları fırınlamak. En azından babamın ruhu şâd olsun, dolma asıl lezzetini bulsun diye…

Uyduruk bir biber dolması tarifi için uzun bir yazı oldu, kabul edin ama öyle her yerde bulamayacağınız türden bir tarif. Öyle yani…

Afiyet olsun……

Bu bloga eklenen en son yazılardan haberdar olmak ister misiniz? Lütfen posta adresinizi bırakın.

Diğer 682 aboneye katılın

BEN DE BURADAKİ KİTAPLARI OKUMALIYIM DİYORSANIZ…


idefix Satış Ortağı

Ne aramıştınız?

Şubat 2023
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728  
« Haz    

günceller

actifry Alzheimer Hastalığı Antakya barcelona barış bıçakçı benjamin parzybok Berlin bira Birecik blog bulgur pilavı cenevre cevizli ekmek diyet domates domatesli ekmek domingo kitap e-ekmek atölyesi ekmek ekmek makinası günün menüsü havaalanı hayaller imza: karın Islak Köpek Kokusu Kadıköy kadınlar kek kitap eleştirisi kitaplar kitap tanıtımı kitap yorumu koltuk kopenhag kurabiye kızlar lazanya lezzetli öyküler makarna Mathias Enard mayalı hamur mutfak New York Norveç okuma listesi okur notu paris patates peynirli ekmek pilav rejim roka salatası rüya Selimiye sevdiklerim seyahat Siri Hustvedt su süt tavuk Tirza unutmak uçak walter benjamin yaşlılık yekta kopan yumurta YİTİK ÜLKE çocuk çocuklar örgü öykü İmza: Kızın İstanbul şarap

Son Beş Yazı

  • LVIV – UMOS 6
  • KOPENHAG – UMOS 5
  • SÖĞÜT / SELİMİYE – UMOS 4
  • PAMPOROVO – UMOS 3
  • Perde Arası

Ne hakkında yazmışım

  • Alıntı
  • Bilimsel sekmeler
  • Bir Film Hakkında
  • Bir Kitap Hakkında
  • Bir Kişi Hakkında
  • Bugün Ne Pişirsem
  • Dialoglar
  • Ekmek
  • Neresi
  • SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI YAŞAM
  • Sağlıklı ve Lezzetli
  • UMOS
  • UYGUNSUZ ÖYKÜLER
  • YAŞ ALMA
  • Yemek Tarifi
    • Klasik kokteyller
  • ZGZT
  • İşte Öyle Bir Yazı
    • Yazı Egzersizleri

Gelenler gidenler...

  • 835.094 hits

Off ne yazıymış ama… kaçırdıysan hâlâ okuyabilirsin

  • ANGOSTURA BITTERS
  • INCENDIES
  • BENİM KAHVALTIMIN GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK OLSUN
  • LVIV – UMOS 6
  • KATALİN SOKAĞI / Magda SZABÓ
  • KAÇAK YOLCU VAR
  • SOMON TAVA
  • MÜSLİ KURABİYE
  • KIZARTMADAN, AZ YAĞLI KADINBUDU KÖFTE
  • SAHİLDE KAFKA /Haruki MURAKAMİ

Blogroll

  • Atalet
  • Ayşe'nin Kitap Kulübü
  • Banu'nun Dünyası
  • Bir Tek Aşk
  • KakaraKikiri
  • Lale'nin Bahçesi
  • Leylak Dalı
  • Mindmills
  • Qunegond'un Penceresinden

Gevezelikler

Hata: Twitter yanıt vermedi.Lütfen birkaç dakika bekleyip bu sayfayı tazeleyin.

Geçmiş Zaman Olur Ki…

Her hakkı saklıdır…

Bu blogda yayınlanan her tür yazının, blog yazarı tarafından başka bir kaynak gösterilmedikçe, her hakkı saklıdır. İzinsiz olarak kısmen alınmamalı ve çoğaltılmamalıdır. Aksi takdirde gerekli işlem yapılacaktır...

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Diğer 618 takipçiye katılın
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • Mor Fil’in Seyir Defteri
    • Özelleştir
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle
 

Yorumlar Yükleniyor...