Etiketler
eyt, hekimlik, Islak Köpek Kokusu, işler güçler, koruyucu hekimlik, para kazanmak, seyahatler
Uzun aradan sonra ve pek tabii ki yine işim düştüğü için blogdayım. Sebebi ziyaretim, bir iş listesi yapma ve bu listedekileri önceliklendirme ihtiyacımın olması. Her zamanki gibi kafam karışık, bir düzenim yok, tipik bir ADHD’liyim işte. Hatta bu aralar iyice dağıldığımı bile söyleyebilirim. Bir işe başlayıp diğerine atlamada rekor kırmak üzereyim.
Bir EYT’li olarak, ki geçen yıla kadar benim için öyle bir şey yoktu ama işte hayaldi gerçek oldu. Üniversitede bir ay İsviçre’de tam sigortalı çalışmıştım ve 1996 girişle ben de furyaya katıldım. Düzgün devlet kayıtları düzgün tütmuş, isteyince şıp diye evrakları İsviçre Çalışma Dairesi gönderdi. Halbuki eşimin 1996 daki buradaki işe girişi ne hikmetse bir türlü bulunamadı. Bulup da “Bu stajdır ya da değildir,” diyemediler. Neyse ki, 1998 sgk primleri sistemde görünüyor, o sadece 1,5 yıl kaybedecek.
Evet EYT’liyim ve iş yerimde emeklilik sonrası devam edebilecekken ben ayrılmaya ve gerçekten emekli olmaya karar verdim. Şöyle ki, 1 Haziran’dan sonra bir bordrom olmayacak.
Görece rahat koşullarda çalıştığımı bilenler böyle zorlu ekonomik hayat koşullarında bu yaptığımı biraz akılsızlık gibi görebilirler. Ben de hala tereddüt etmiyor ya da ara ara “İyi mi yaptım?” diye kendi kendime sormuyor değilim. Artık oldu bir kere, işverene ayrılacağımı söyledim.
Bir emekli maaşım olacak, o da ne zaman belli değil ya, ama tabii ki yetmez. Bu durumda para kazanmalıyım. Kafamda elbette bir takım şeyler var ama başta dediğim gibi neyi daha çok yapmak istediğime karar veremiyorum. Dün üç ana başlığa düşürmeyi başardım galiba.
- Medikal danışmanlık (On üç yılın tecrübesinden biraz daha para kazanmaya devam etmeliyim)
- Terzi işi koruyucu hekimlik (En çok yapmak istediğim galiba bu. Doktor olmamın temel sebebini hayata geçirme hayalim. Bunun için gerekli olduğunu düşündüğüm eğitimleri tamamladım ama eğitim süreç işi ve muhtemelen işe koyulunca da çok şey öğrenmeye devam edeceğim)
- Çantalar (Hobimden para kazanma hayalim)
Bu üç maddenin hayata geçebilmesi için ön hazırlıkları tamamlamam gerekiyor. Her bir iş için digital ortamda var olabilmeliyim ve 1 Haziran’da “Hadi başlıyorum,” diyebilmek için bunun çalışmalarını bitirmeliyim.
Bunların dışında daha henüz işten ayrılmadığım için ve sonrasında arkamda artık iş kalmasın diye teslim etmem gerekenler var, ki bu çok da sevimli bir durum değil. Yine de bir çalışanın en güzel günlerini yaşadığım, işten ayrılma öncesi umarsızlığının keyfini çıkardığım bir dönemdeyim.
Başlayıp yarım bıraktığım bir iş daha var, o da “Unutulması Mümkün Olmayan Seyahatler” yazıları. Blogda Saklıkent, Belgrad, Pamporova, Söğüt/Selimiye, Kopenhag, Lviv’i yayınlamıştım. Bunlara ekleyebileceğim lokasyonları listeleyince yazsam bir kitap içeriğinin daha çıkacağını gördüm. Eskişehir, Kapadokya, Vancouver, Münih, Ören,Şanghay, Amsterdam, Sydney, Buones Aires, Barcelona, Madrid, Rotterdam, Dublin, Tel Aviv, Berlin, Prag, Paris, Porto, Gökçeada, Roma, Endülüs, Napoli, Kaş, Diyarbakır, Stavanger, Montreal, Boston, New York, Philadelphia, Isparta, Abant, Tassos, Girne, İzmir, Engadin…
Hey maşallah! Evet, belki artık eskisi kadar basılı, yazılı şeyler okunmuyor, daha çok izleniyor. İzleniyor demişken, ne hatırladım, benim bir de youtube kanalım vardı. Hatta, çocuklar diyorlar ki, “Anne işi gücü bırakıp kanalı kurduğun 2011 de sadece bununla ilgilenseydin şimdi zengin olmuştuk.” Geç olsun da güç olmasın. Belki o da olur.
Unutulması Mümkün Olmayan Seyahatleri mutlaka yazıp bitirmeliyim. Otuzdan fazla lokasyon bir gezi yazıları kitabı için oldukça iyi sayı. Eminim sonra , iyi ki yapmışım, diyeceğim. Aynı Islak Köpek Kokusu için dediğim gibi .Elbet başkaları da okusun ama ben bunları asıl ailem için, bilmiyorum olur mu, olursa gelecekteki torunlarım için yazıyorum. Aile büyüklerinden bana/bizlere kendilerini, yaşadıklarını anlattıkları dokümanlar kalmasını çok isterdim. Her gün bir bölümünü yazsam bir ay sonra ilk taslak bitmiş olur. Bir ay uyuturum çekmecede. Düzeltmeleri hızlı yapmayı başarırsam yaza baskıyı yetiştirebilirim. Elbette yayıncı filan aramayacağım, cebimden bastıracağım. Maksat halka hizmet olsun, yazın insanlara okuyacak keyifli bir kitap çıksın ortaya.
EYT’li hayatıma alışayım, mutlaka daha fazla yapacak şeyler bulurum. Bloga da daha sık yazmayı umut ediyorum. Arada buraları yoklayın sevgili okur, ihmal etmeyin.
Öyle yani…