Etiketler
Yeni yıl yaklaşırken türlü çeşit düşüncelerin, pek de sık hissedilmeyen duyguların daha fazla yaşadığımı hissediyorum. Yakın çevremde başlayan kıpırdanmayla hediye çekilişlerine katılıp birbirini takip eden kutlamalarıyla yeni yılı karşılamaya hazırlanırken bir taraftan da “geçen yılda neler yaptım” bilançolarını yapmakla uğraşıyorum. .
Bir şey var ki, her yıl bu zamanlarda kim bilir kaç yıldır gelip bana musallat oluyor. Belki komik gelecek ama bir masaldan bahsediyorum. Kibritçi Kız masalını ilk ne zaman, kim anlattı ya da okudum, hatırlamıyorum. O gün bugündür ne zaman aklıma gelse hüzünlenirim. Bugün yine nereden geldiyse aklıma yine içimi parçaladı bu masal. Hatta diyebiliirm ki, Kibritçi Kız masalı yüzünden masallardan nefret ediyor olabilirim.
Bu kederi elbette tek başıma taşımayacağım. Okumaktan daha güzeli sessiz, kısa, animasyon filmini seyrediniz ve sizin de içiniz az biraz kasvetlensin. Bir de bir tavsiyede bulunayım, siz siz olun sakın ha çocuklarınıza masal filan anlatmayın. Dikkatli gözlerle masalları bir kere daha okuyacak olursanız her birinin korku filminden kalır yanı olmadığını anlarsınız.
Filmi seyrettikten sonra azıcık kederinizi dağıtmak isterseniz buyurun eski bir yazıyı okuyunuz. Belki sizi biraz gülümsetir.
Oh, biraz rahatladım sanki. Öyle yani…