Etiketler
Kaybedilen Eşyalar. – Bir köyün, bir şehrin arazideki ilk görünşünü öylesine biricik, öylesine tekrarlanmaz kılan şey, bu görüntüde uzağın en sıkı fıkı bir bağlılık içinde yakın ile birlikte titreşmesidir. Alışkanlık henüz yapacağını yapmış değildir. Yabancılığı yönümüzü bulacak kadar üzerimizden atmaya bir başlarken arazi bir çırpıda yok olur, tıpkı bir eve girdiğinizde cephenin yok olması gibi. Cephe süreki, alışkanlık haline gelmiş araştırma sonucu olarak olağanüstü ağırlık kazanmış değildir. Yabancılığı yönümüzü bulacak kadar atmaya başlamışsak, o ilk görüntü de bir daha asla yeniden belirmez.
Bulunan Eşyalar. – Uzakların hiçbir yakınlığa yol vermeyen, gene de insan yaklaştıkça eriyip akmayan mavisi; yanına gidilince yattığı yerde yaylımlı ve soluklu bir biçimde kalakalmak yerine insanın önünde daha bir kapalı, daha bir tehditkârdikilen bu mavi, kulisin boyalı uzağıdır. Budur, sahne dekorlarına o biricik kimliğini veren.
Walter Benjamin, Tek Yön, YKY, sf.50
(orijinal ilk baskı 1928)
P.S. Ben Walter Benjamin’in düşünceleri, denemeleri, yazıları ile oldukça uzun zaman önce tanışmıştım, pek severim kendisini. Sizinle bir kez daha paylaşmak istedim. Öyle yani…