Yeni bir mimlenme, sobelenmeye kurban gitmiş durumdayım. Konu kozmetik, ayak bakımı, annelik, gazete ilavesi magazin sayfası filan olsa neyse. Mimlerde konu üfürükten bir şey olduğunda sorun yok ama bu sefer öyle değil. Konu okuma ritüelleri.
Çok okuyan biri olarak işin kötüsü benim bir ritüelim yok. Tabii, ritüelden kasıt kelime anlamıysa. Yok kelime anlamı dışına çıkıldığında da yine benim için bir şey ifade etmiyor. Ben sadece okurum, o kadar. Mümkün olduğunda, her yerde… Kitaplarla hastalıklı bir ilişkim var benim.
Kendimce bir okuma listem vardır. Aslında liste demek haksızlık olur, elimin altında yaklaşık 400 kadar kitap okunmayı bekliyor. İşte, korktuğum şeyler olmaya başladı bile… Ben kitap okuma konusunda ukalanın önde gidenlerinden biriyimdir. O yüzden kitap okuma konusunda yazmam çok tehlikeli. Beni bu blog aracılığıyla az biraz sevmiş olan varsa onları kaybedebilirim. Hayatta hiçbir konuda olmadığı kadar burnum kitap okuma konusunda büyüktür…. diyor ve bu mimi burada bitiriyorum.
Banu nezaket gösterip beni sobelemiş ama buradan duyuruyor ve rica ediyorum ki, size her ne kadar eğlenceli geliyorsa da bana çok çocukça geliyor. Lütfen beni bir daha mimlemeyiniz, zira bir daha mimler konusunda yazmayacağım için batıl inancınız varsa benim yüzümden kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Öyle yani….
P.S. Yukarıdakiler ofiste dolapta sakladığım kitaplarım. Hani olur ya, bir gün belirsiz süre ofiste mahsur kalırsam diye… Bir bu kadar da arabada, bagajda ilk yardım çantasının yanında tuttuklarım var. Onlar da aynı hesap.